Duygulanımlarımız ve yarattığı haller, duyusal zihnimiz (sanskrit dilinde) Manas’ı oluşturur. Duyu organları ve nesneler arasındaki ilişkiden ortaya çıkan bilgilerle algılarımız ve bu algılar sonucu Hint öğretilerinde belirtilen 3 guna yani 3 hal oluşur. Sattva (açıklık, denge), rajas (hareket), tamas (donukluk, durgunluk) halidir. Yoga teknikleri ile rajas ve tamas halleri sattvik dengeye getirilebilir.
Duyusal zihin; duymak, dokunmak, görmek, tat almak ve koklamak ile duygusal bilinci oluşturur. Yoğun farkındalık ile duygusal olarak verdiğimiz tepkileri izlediğimizde, hangi duyuyu kullandığımızı ve bu duyuları kimin kullandığını ve kontrol ettiğini anlayabiliriz.
Karar vermekte zorlandığımızda ise duyusal zihnimizin isteklerini mi yoksa buddhi (bilme, karar verme, ayırt etme, yargılama yetisi) olan özün isteklerini mi dinliyoruz, meditasyon hali ile anlayabiliriz.
Hint destanının bir bölümü olan Bhagavad Gita Manas’ı araba metaforu ile açıklamıştır. Beden arabasının beş at ile yürütüldüğünden bahseder, beş at beş duyuyu sembolize eder: Dil, gözler, kulaklar, burun ve deri. Dizginler, atlar ile atları kontrol eden arasında bir bağ oluşturur ve bedende karşılığı “zihin” olarak ifade edilir. Dizginleri kontrol eden sürücü ise “akıl”dır. Yolcu ise “atman”dır (öz).
Eğer sürücü dizginleri doğru tutarsa atları iyi yönlendirebilir ve araba (beden) rahatça fonksiyonuna devam eder. Eğer dizginler doğru dürüst kontrol edilmezse araba kontrolden çıkar, gideceği yere ulaşamaz ya da sorunlu bir yolculuk yapar. Bu bakış açısı arabanın amacının “atman” olan yolcunun taşınması olduğunu ifade eder.
Upanişadlar’da ise zihnin dört fonksiyonu dört döngü ile tanımlanır, döngünün merkezi sabittir. Zihin döngüsü döner görünür.
Manas ve Buddhi arasındaki ilişkiyi incelediğimizde manas’ın buddhi’nin büyük hizmetkârı olduğunu anlayabiliriz. Buddhi tarafından karar verilmeye, hizmet etmeye çaba gösteren, köle değil, bir dosttur, çünkü manas duyuları kontrol eden güce sahiptir. Bu yüzden manas’ı gözlemlemek öz ile zihin arasındaki uyumu sağlayacaktır. Zihnin dört fonksiyonu manas (duyusal zihin), chitta (hafıza zihin), buddhi (öz) ve ahamkara (ego) uyumlu çalışarak zihnin iyi koordinasyonu yani nirodha’yı oluşturur.
Manas, Buddhi ile iyi kontrol edilmezlerse ya da buddhi’yi dinleme alışkanlığımız olmazsa, manas başka bir yerden talimat alır. Buddhi’nin talimat vermediği yerde samskara (daha önceki deneyimler) kendi kendine emir verir.
Sonuçta manas, sürekli farkındalığın bir parçası olarak etrafta dolanır her zaman. Aynı zamanda manas’ın farkında olmaya başlamak, kendini ifade edebilmek için kullanılan kelimelerin çoğalmasına yardımcı olacaktır.
Yoga ile manas’ın diğer kavramlar, süreçler, sezgilerle nasıl ilişkide olduğu keşfedilebilir. Rajasik halde olduğunu da hissedebilirsin, ya da buddhi ile manas beraber çalıştığında satvvik hissetmeyi de gözlemleyebilirsin. Kavramların çeşitliliğini fark edebilirsin. Her şeyi analiz edebildiğinde kendi özünü keşfedebilirsin. Sen manas değilsin, sen tüm kavramların şahidisin. Bu yüzden manas aşılır, aşkın olunur, üstün olunur. Gerçekten manas’ın derinliklerinde olan sensindir. Farkındalık pratikleri ile kendi gerçeğini sonsuza kadar ortaya çıkarabilirsin.
Kaynakça:
– Başka Diyarların Felsefeleri, Roger-Pol Droit, Say Yayınları, 1. Baskı, 2014
– Yoga Illustrated Dictionary, Harvey Day, Kay&Ward Ltd. 1971
– Dünya İnançları Sözlüğü, Orhan Hançerlioğlu, Remzi Kitabevi, Eylül 1993
– Hint Felsefesi, Heinrich Zimmer, Emre Matbaacılık, İstanbul 1992
– Bhagavad Gita