Okuma süresi: 2.51 mintues

Kendini bilmek, “Ben kimim, ben neyim?” soruları ile başlar. Hint felsefesi içinde zihnin faaliyetleri incelendiğinde ben bilincini “ego” yani ahamkara üstlenir.

Sanskrit dilinde aham, ben; kara ise, yapmak, içermek, yapan, usta, aynı zamanda öldürmek, katliam gibi birçok anlama sahiptir.

Ahamkara, Batı düşüncesine göre, ben bilincine sahip olan, nesnel âlem ve öznel âlemi birbirinden ayırt eden, dış gerçekliği bilmek ve onunla ilişki kurabilmek olarak açıklanabilir.

Hint felsefesi Samkhya düşüncesine göre ise ahamkara, varoluşun sonsuz iki âleminin, yani evrensel ruh purusha ve yaratıcı doğa prakriti’nin birliğinden meydana geldiği açıklanır.

“Tat tvam asi” “Sen busun” cümlesi, aydınlanmaya götüren, ego’nun evren ile birliğini ifade eden çok önemli bir düşüncedir. Ego aynı zamanda durumların ve eylemlerin de birliğidir.

Prakriti’nin ilk oluşumu, varoluşu anlamamızı sağlayan, idrak eden akıl buddhi’dir ve bireyselliğe ihtiyaç duyar. Prakriti’nin ikinci oluşumu ise, ahamkara, ego-benlik prensibidir. Ahamkara’nın ortaya çıkması ile bölünme olmamıştır. Çünkü buddhi, dış dünya ile bağlantılı olan fonksiyonları oluşturamaz. Ahamkara duyuları kontrol eden zihin, manas tarafından etkilenir. Duyular gerçek benliğin algılanmasını engelleyebilir ve yerine sahte ego ortaya çıkabilir. Bu durumda arzu ve istekler artar, ailemiz, okuduğumuz okullar, yaptığımız işler, eşlerimiz, dostlarımız, kimliğimizi belirlerler. “Sen kimsin” sorusuna geçmişten, deneyimler üzerine oluşturulan kimlik ve bilinçten cevap verilir. Oysa tüm geçmiş bilgileri, deneyimleri bir anlığına unuttuğumuzda, hissettiğimiz varoluşun özü, ben bilincini yani ahamkara’yı tanımlar.

Samkhya felsefesine göre, nesnel ve öznel evren ahamkara’dan ibarettir ve egonun aydınlattığı bir farkındalık enerjisinden oluşur. Sadece ahamkara öznellik ve nesnellik ilişkisini sağlar. Özne ya da bir nesne diğerlerinden ayrı değilse algılanamaz, var olamaz. Bireyler kendi kendinin ayrımını yapamazsa kendi dünya deneyimleri oluşamaz. Ego yoksa bir şeyin bilincinde olan kimse de yoktur. Yüksek bir benliğe ulaşmak için bireysel bir bilinç olmak zorundadır. Dış dünyadaki nesne ve olayları algılayan, bilen özne ile bilinen nesne arasında bağlantılardan bilgi ortaya çıkar. Bilmek istediklerimize algılayarak, düşünerek, anlamaya ve açıklamaya çalışarak ulaşırız.

Ahamkara kendilik bilgisi, maddi olmakla birlikte aynı zamanda varlığın duyularla algılanabilen bir enerji durumudur.

Kişiliğin yürütme yönetme fonksiyonlarını gerçekleştiren ego deneyimleri ile gerçek varlık olduğunu kavrar.

Evrende varoluş; anlam arayışları, yollar, yöntemlerin amacı gerçek benlik ile sahte egonun ayrımını keşfetmek ve ahamkara’yı doğru yere oturtmaktır.


Kaynakça:

• Psikoloji Sözlüğü, Selçuk Budak, Bilim Sanat Yayınları, Ankara, 2003

Sırlar Kitabı, Osho, Omega Yayınları, İstanbul, 2006

Yoga Ölümsüzlük ve Özgürlük, Mircea Eliade, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2003

Doğu Metinlerine Psikolojik Yaklaşım, Carl Gustav Jung, İnsan Yayınları, İstanbul, 2001

Doğu Mitolojisi, Tanrının Maskeleri, Joseph Campbell, İmge Kitabevi, 1993

Hint Felsefesi, Heinrich Zimmer, Emre Matbaacılık, İstanbul, 1992

• Analecta Husserliana Phenomenology of Life. Meeting the  Challenges of the Present-day World, Marzenna Jakubczak (Ego-Making Principle in Samkhya Metaphysics and Cosmology) Editör: Anna-Teresa Tymieniecka , Kluwer Academic Publishers, Published by Springer, 2006

Nilgün Çevik Gürel
+ Son Yazılar