Ramayana Destanı

Astronomi (gökbilim) profesörü George Lemaitre, yaptığı araştırmalarda evrenin sürekli genişlediği ve geçmişte gezegenlerin daha sıkışık bir durumda olduğu düşüncesi ile evrenin bir başlangıcının olduğu görüşünü açıklamıştır. 1927 yılında “Büyük Patlama Teorisi”ni ortaya koyarak, evrenin yaklaşık 14 milyar yıl önce büyük patlama ile oluştuğu sonucunu çıkarmıştır. Bununla beraber hâlâ bu konu ile ilgili açıklanamayan, örneğin büyük patlamada neyin patladığı, patlamadan önce ne olduğu gibi birçok soru merak konusudur. Bu soruların cevapları günümüzde yapılan deneyler ile halen araştırılmaktadır ve evrenin oluşumundan günümüze kadar olan bu süre içinde birçok tarihi bilgi gizemini korumaktadır.

Geçmiş ile ilgili bazı bilgilere arkeolojik araştırmalar, incelemeler sonucunda ulaşabilsek de, uzmanlara göre insanlık tarihinin en önemli buluşu olan sözlerin yazıya aktarılması ile bilgiler daha net hale gelmeye başlamıştır.

Hint uygarlığı köklerinin dayandığı, İndus Vadisi’nde yaşayan halkın kullandığı yazılı metinlerin günümüz araştırmacıları ve bilim adamları tarafından okunamaması nedeniyle bu uygarlık tarihi bilgilerin bulanık halde olduğu ve gizemini koruduğu bir dönemdedir. Mitler, arkeolojik araştırmalar, efsaneler bu dönemlerle ilgili ipuçları verseler de, kesin bilgilere ulaşmak halen çok zordur.

Klasik Hint tarihi M.Ö. 2000 yıllarında Aryan ırkı ile başlatılırken, arkeologların 1920’li yıllarda yaptığı kazılar sonucunda, Aryan ırkının İndus bölgesini istila ettiği teorileri ortaya çıkmaya başlamıştır. Yüzyıllar boyu sözlü anlatımlarla aktarıldığı düşünülen Hint kutsal metinleri “Vedalar”ın M.Ö. 3000 yıllarında Sanskrit dili ile yazıya geçirildiği bilinmektedir. Felsefi düşünceler, törenler, büyülerin açıklandığı bu vedik metinlerden sonra destanların ortaya çıkması ile M.Ö. 1000-600 yılları arasında Hint kültüründe epik (şiirsel, edebi, destansı) dönemin olduğu tahmin edilmektedir.

İki büyük destan olan Ramayana ve Mahabharata belki bir hayal gücü ürünü, belki de milyonlarca yıl öncesini anlatan epik dönemin önemli eserlerindendir. Kozmik güçler, tanrılar, dünyevi varlıklar arasında meydana gelen büyük Bharata savaşını resimsel olarak anlatan Mahabharata destanının yazarı belli değildir.

Ramayana destanının ise Hint ozanı Valmiki tarafından 7 bölüm ve 24.000 beyit olarak yazıldığı bilinmektedir.

Özet olarak efsaneye göre:

Ayodha bölgesi kralının en büyük oğlu olan (Tanrı Vişnu’nun avatarı) Rama diğer bölge kralının kızı Sita ile evlenmek için damat adayı seçim seremonisine katılır. Sita evlenmek isteyenlerden büyük bir okun telini germesini ister. Bu seremoniye katılan diğer damat adaylarından hiç kimse oku yerinden bile kaldıramaz, sadece Rama oku kaldırır, eğip bükerek teli oka takarken, oku kırarak gücünü ispat etmiş olur ve Sita ile evlenir.

Rama, Sita ile evlendikten sonra Ayodha kralı olması gerekirken, üvey annesinin kendi oğlunu kral yapma isteği nedeni ile Rama’yı krallıktan uzaklaştıracak bir plan yapmaya başlar ve başarılı olur. Rama ormana gönderilir. Karısı Sita ve kardeşi Lakshman da onunla gitmek isterler.

Rama, Sita ve Lakshman 6 yıl çok mutlu ormanda yaşarlar. Bir gün ormanda yaşayan şeytani prenses Rakshasas, Rama’yı baştan çıkarmak ister, fakat Lakshman onu yaralayarak uzaklaştırır. İntikam almak isteyen şeytani yaratık, ağabeyi olan on başlı Lanka (Sri Lanka) kralı Ravana dan yardım ister. Kral Ravana’nın 10 başlı olması10 adamın bilgisine sahip olduğunu sembolize eder, ama aynı zamanda 10 adamın kötü özelliklerine de sahiptir.

Ravana, kardeşinin intikamını almak için Rama’nın karısını kendi karısı yapmak ister ve Sita’yı kendi krallığı olan Lanka’ya (Sri Lanka) kaçırır.

Rama karısını geri getirebilmek için uzun bir yolculuğa çıkar. Maymunların lideri olan “Hanuman”ın ve maymunlar ordusunun yardımı ile Hindistan’dan Lanka’ya geçebilmek için suyun içinden bir yol yapar, karısı Sita’yı kurtarır ve on başlı Ravana’yı öldürür. Ayodha Krallığı’na geri dönerek kral olmayı kabul eder.

Örnek alınması gereken ideal karakterleri, insan değeri, onur, erdem, güzel ahlâk, bağlılık, sadakat, sevgi, iyi niyet gibi özelliklerin savaşı kazandığını anlatan bu destan, kötülük, şehvet, arzular, öfke gibi karanlık güçlerin kaybettiğini vurgular. Aynı zamanda mitlerin, efsanelerin hayatımızı nasıl etkilediğini, gelecek nesillere nasıl yol gösterdiğini ve onların dönüşmesine yardımcı olduğunu anlayabiliriz.

Efsane de geçen “Âdem Köprüsü” ya da “Rama Köprüsü” günümüzde uzman ve araştırmacılar tarafından keşfedilen Hindistan’ın güney ucundan Sri Lanka’ya bağlanan bir yol olduğunu bilmektedir. Bu hikâyenin geçmişte yaşanmış ya da maymunlar lideri Hanuman ve maymunlar ordusunun evrenin başlangıcında kültürel evrimin oluştuğu dönemde ortaya çıkan ilk insan türünü anlatıyor olabilir mi sorularını akıllara getirmiyor da değil.

Ramayana efsanesini yazan Valmiki’nin hayal gücü ile yarattıklarını mı yoksa yaşanmış olan olayları mı aktardığı düşüncesi heyecan verici gizemliliğini korumaktadır.

Kaynakça:

– Ramayana, Hint Destanı, Korhan Kaya, İmge Kitabevi, 2002

– Discover, Science for the Curious Magazine, April 2008

– Decoded Science Magazine, November 2011

– Science, National Geographic, Origins of the Universe, an Expanding World

– Global Britannica, Adam Bridge, Shoals, India