Her İnsan Uçabilmeli

Uçmak insanın en büyük hayallerinden biri olmuştur ve ancak kendi deneyimi ile uçabilme becerisinin uçma duygusunu verebileceğine inanan Leonardo da Vinci, Hezarfen Ahmet Çelebi gibi tarihte birçok kişinin tutkusu haline gelmiştir. Rusya’da ise I. Dünya Savaşı sonrası, Ekim Devrimi’nin önemli karakterlerinden olan Vladimir Tatlin, uçabilmenin özgürlük olduğunu savunan efsanevi sanatçılardan biri olmuştu ve 1929 yılında bu düşüncesini gerçekleştirecek önemli bir projeye başladı. Kendi ismi ile yakın olan Rusça “letat” yani uçmak kelimesini birleştirerek “Letatlin” adlı muhteşem bir araç yaptı. İnsanların bisiklet gibi kolaylıkla kullanabileceği kuş şeklinde, 10 m. uzunluğunda olan bu konstrüksiyon, uçan bir makineydi. Gövdesi için ahşap ve balina kemikleri, kanatlar için ise ipek kumaşlar kullandığı bu makine, kişinin kollarını kaldırıp indirmesiyle uçacaktı. Letatlin teknik olarak gerçekten uçabilir miydi bilinmiyor ama sanatçının bu hayali, insanın uçabileceği düşüncesi ile özgürleşebileceğini gösteren önemli bir eser halini almıştı.

O dönemde savaşın getirdiği olumsuzluklar, yaşam
mücadelesi, özgürlük, hak, adalet arayışlarını tetiklerken, Letatlin’in ortaya
çıkışında olduğu gibi en yaratıcı ve mücadeleci hareketlerin de başlamasına
neden olmuştu.

Sanayi devriminin ardından ihtiyaç duyulan hammadde arayışları,
toplumda hızlı değişimleri meydana getirirken, feodal toplumun yarattığı
adaletsizlik, ayrımcılık ve haksızlıkları durdurmak amacıyla ortaya çıkan
burjuva toplumu ise sanayileşmenin getirdiği avantajlardan yararlanabilmek için
karşı durduğu sistemi değiştirerek kendi çıkarlarına uygun hale getirmiş,
sömürgeci tutumu arttırarak, ticaret ve sanayiyi geliştirmek adına yeni sınıflar,
ayrımcılıklar ortaya çıkarmışlardır. Modern büyük sanayiler ortaya çıktığında
ise dünya pazarı kurulmuş, küçük ticari yapılar da yavaş yavaş yok olmaya
başlarken büyük sanayiciler siyasi hâkimiyeti de ele geçirerek, devlet iktidarını
büyük burjuva sınıfının ortak işlerini yöneten bir kurum haline getirmiş, din
görevlileri, bilim insanları, sanatçılar, hukukçular burjuvanın ücretli işçisi
olmuştur.

Daha fazla üretim, daha fazla güç elde etme çabaları ile
burjuva, sanayi gelişimi için ihtiyaç duyduğu, emekleri ile ana sermayeyi arttırdıkları
sürece iş bulabilen “proletarya” toplumunu (işçi sınıfı) ortaya çıkartır.
Teknolojinin daha da gelişmesi, insanın yapabileceği işlerin makineler tarafından
yapılması ile azalan iş olanakları nedeniyle proleterler de kendi aralarında
rekabet ve bölünmeler yaşar. Bu rekabetin kendilerine verdiği zararın farkına
varan emekçiler, sonunda birleşerek büyük bir güç oluşturmayı başarırlar.

İşçi sınıfının burjuvaziye karşı tutumu ve birlik
oluşturabilmeleri, önce kendi bölgelerinde, kendi ülkelerinde, daha sonra ise
diğer ülkelerdeki proleter gücün burjuvaya karşı ayaklanmasını sağlayan
hareketi bir devrime dönüşmüştür. Proletarya istediği adil yaşam hakkını elde
ederken, tüm dünyadaki emekçi sınıfının haklarının savunulabileceği bir siyasi
iktidarda yer alması amaçlanmıştır.

I. Dünya Savaşı sırasında Çarlık Rusya’sının monarşi
rejimi Şubat 1917’de yıkılırken, yerine gelen geçici hükümetin de çoğunluğun
yararına hizmet etmediği düşüncesiyle “1917 Ekim Devrimi (Bolşevik Devrimi)”
ile son bulmuş, Bolşevikler verdikleri barış sözünü yerine getirmek için
Rusya’nın savaştan çekilmesine karar vermişlerdi. Bazı tarihçilere göre ise
Ekim Devrimi I. Dünya Savaşı’nda bir güç olan Rusya’nın etkisiz hale
getirilmesini sağlamak amacıyla yaratılmıştı. Devrim lideri Vladimir Lenin
tarafından “ekmek, barış, özgürlük” sloganı ile devrim, halk iradesi, bir parti
düşüncesi olarak hayata geçirildi.

Savaştan önce Lenin Londra’da karşılaştığı Troçki’nin
devrime katkısını arttırmak amacıyla onu Avrupa’daki gelişme ve değişimi
görebilmesi için seyahatlere gönderir. Fakat partinin her şeyden önce geldiğini
savunan Lenin ile kendi özgürlükçü düşüncelerinin kısıtlanmalarını kabul
etmeyen “Sürekli Devrim Teorisini” savunan Troçki arasında ayrılıklar yaşanır.

Paris ve Viyana’da yaşadığı dönemde Troçki
entelektüellerin bulunduğu yerlerde zaman geçirip, Batı kültürünü inceleyerek
sanat, bilim, psikanaliz ve tarih konularında kendini daha da geliştiriyordu.
Bu dönemde devrim için mücadele veren Stalin adını duymuş, onu kaba ve
yeteneksiz olarak tanımlamıştı. Stalin için ise Troçki fazlasıyla Batılı ve
kibirli birisiydi. Kendi içlerindeki ayrımlara rağmen devrim için bir araya
gelen bu karakterler, köylüleri toprak sahiplerine karşı, işçileri ise
sanayicilere karşı harekete geçirerek sınıf savaşına hazırlanma görevini
üstlenmişlerdi. Her savaşta olduğu gibi bu dönemde de fazlası ile açlık, yıkım
ve kıyımlar oluyordu. Yeni bir toplum inşa edebilmenin bedeli ağır ödeniyordu.

Ekim Devrimi sonrası kültür ve sanat da değişime uğradı,
daha da gelişebilmesi için Lenin tarafından, Avrupa’da felsefe ve dinler tarihi
okuyan, sinema, tiyatro, estetik üzerine yazılar yazan Lunaçarski eğitim,
sanat, kültür ile ilgili halk komiserliğine getirildi. Lunaçarski, dönemin yeni
sanatının öncüleri olan Maleviç ve Tatlin gibi önemli sanatçılara bu görevi
teslim etti. Sanatın yönetimi nihayet sanatçıların eline geçmişti.

Sanatın gerçekte ne olduğunun sorgulandığı yeni arayışlar
başlarken, burjuvanın zevkine hizmet eden bir araç olmaktan çıkıp, herkesin
düşüncesini, duygusunu ifade etmesi gerektiğini savunuyorlardı. Çoğunluğun
yararına olan ve yeni bir dünyanın inşasını sağlayacak, alışılagelenin dışında,
işlevsel olarak toplumda anlam ifade etmeliydi sanat. Bu amaca yönelik tasarımlar
ortaya çıkmaya başladı, sanatçı yaratıcı bir tasarımcı, inşa eden bir mühendis
oldu. Günlük sorunları yansıtan, hayatı sanata dönüştürme çabaları başlıyordu.
Tekniği ve bilgiyi aktarmak için atölye yerine laboratuvarlar kuruldu, sanatçı
bir ustabaşı, bir işçi haline geldi. Günlük hayatta kullanılan kıyafetler, işçi
önlükleri, sobalar, işçi kulübü, sandalyeleri, masaları yenilikçi düşünce ile
tasarlanarak birer sanat eserine dönüştürme çabaları başladı.

Vladimir Tatlin, denizci, mimar, ressam olarak o dönemde
savaşın yarattığı parçalanmışlığı onarmak, evrensel birliği sağlamak için sanatı
kullanan sıra dışı bir karakter olmuştur. Tatlin, sanat ve mimari eğitimlerinin
yanında 1913 yılında Paris’e Picasso’yu ziyarete gittikten sonra Rusya’ya
döndüğünde çalışmalarını üç boyutlu formlara dönüştürerek öncü bir yaklaşımla
farklı bir bakış açısına sahip oldu. Eski geleneksel tutum yıkılırken, yeni
teknoloji, makinelerin sanatı ortaya çıkmıştır.

1917 Devrimi’nin de etkisi olan kahramanların halka tanıtılması
için istenen elli anıt Tatlin’in sorumluluğunda hazırlanacaktı, yeni sanat
düşüncesine uymayan, figüratif olması istenen eserlerin dışında Tatlin kendi
makine sanatına uygun sürekli devinimi vurgulayan, evrensel bir dil haline
gelecek olan “Üçüncü Enternasyonal Anıtı”nı tasarlamak istedi. Bu anıtın
Petrodgrad’da (bugünkü St. Petersburg) bulunan Neva nehri üzerine kurulmasını
planlamıştı. Tüm dünyadaki emekçiler ve halklar için bir merkez haline gelecek,
bildiriler, sloganlar, haberler, radyo, televizyon, motosiklet, araba gibi
araçlarla tüm dünyaya siyasal ve kültürel haberler aktarılacak, geceleri
gökyüzüne projeksiyonla sloganlar yansıtılacak olan bir iletişim kulesi haline
getirilerek sanat ve hayat arasında bir sentez oluşturacaktı. Üç geometrik
bölümden oluşan kule yasama, yürütme ve propaganda hizmetlerini sunacaktı.

1920 yılında anıtın maketini yapan
Tatlin 35 yaşındaydı ve bu maket Devrim’in yıl dönümünde Petrograd sokaklarında
sergilenerek Devrim’in ideolojisini halka aktarmak için kullanılıyordu. Tatlin
kuleyi tasarlarken dönemin simgesi olan, dinamik form “vida”dan yola çıkarak
oluşturduğu spiral form ile değişip dönüşen mertebeli sınıf anlayışını, bu
formun hareketi ile de zamanda özgürleşmenin ifadesini, niteliğin dönüşümünü
gösterdiğini düşünebiliriz. Spiral konstrüksiyonda kullandığı demir malzeme,
proletaryanın gücünü, cam ise vicdanını temsil ettiği bu anıt, insanın
evrendeki yerinin kozmolojik anlamda belirlenmesini gösterir.

400 metre olması amaçlanan demir, cam ve çeliğin
spiraller halinde yukarıya doğru yükselen, cam pencerelerle kapalı geometrik
bloklar oluşturduğu bir kule olan “Üçüncü Enternasyonal Anıtı”nın inşası hiçbir
zaman gerçekleştirilememiş olsa da, ortaya koyduğu fikir tüm dünyadaki
emekçilerin birlik duygusunu ifade ettiği bir sembol haline gelmiştir.

DNA sarmalına benzeyen, 60 derece kadar eğimli bir spiral
formdan oluşan ve iç kısmının evrensel hareketi oluşturan, insanın zaman içinde
varoluşunu simgeleyen bu anıt yıllık bir saat görevi görecekti. Anıtın içine,
aklın yansıması olan geometrik semboller kullanarak üç camlı bölme
yerleştirilecekti. Tatlin’in neden bu sembolleri kullandığı araştırıldığında,
sanırım Pisagor’un 3 rakamı için; (1) birlik ve (2) çeşitliliğin toplamı olan
kusursuz ahengin sembolü olduğu anlamı uygun düşer. Ayrıca üç rakamı geçmişten
günümüze kullanılan dinsel ve mitolojik anlamda önemli birliği ifade etmiştir.

En alt katta küp biçimindeki camlı mekân dünyanın güneş
etrafında dönüşünü ifade edecek şekilde yılda bir kez kendi etrafında dönecek
ve burada akıl üzerinden toplantılar yapılacaktı. Dört yaratıcı faktör olan
hava-su-toprak-ateş’in oluşturduğu kare, maddi evrenin sembolü, aynı zamanda akıl
alanını sürekli genişletmek, daha bilgili olmak anlamında bilgeliği de temsil
eder.

İkinci katta eğik yerleştirilmiş piramit biçimindeki camlı
mekân ise ayın dünya etrafındaki dönüşünü ifade edecek şekilde 28 günde bir kez
kendi etrafında dönecek ve sekreterlik bürosu olarak kullanılacaktı. Üçgen
biçiminin kullanılması ile 3 rakamının temsil ettiği birliği, eğik olması ile
de yarım piramit görünümüne bürünmesi, insanı ve dünyayı ifade ettiği anlamı çıkartılabilir.

En üst katta ise yarım küre biçiminde bir silindir mekân,
dünyanın kendi ekseninde dönüşünü temsil edecek şekilde günde bir kere dönecek
olan, danışma merkezi ve radyo istasyonu olacaktı. Küre formunun tüm noktalarının
merkezine eşit uzaklıkta olması, yeni kurulan sistemin temel niteliği olan
eşitlikçi yönünü vurgulamış, aynı zamanda yarım küre görünümü ile yeryüzünü
örten bir kubbe, gökyüzü algısı yaratmıştı.

Asansörler yapının kiriş bölümüne yerleştirilecek,
araçların ve yayaların çıkabilmesi için ise Sümerlerin anıtları olan ziguratlar
gibi anıtın etrafına dolanan iki rampa ile yukarıya ulaşım sağlanacaktı. Anıt,
eğik bir eksene sahip ve kutup yıldızına doğru uzanan kozmik bir yapı halini
alacak ve insanın yeryüzündeki yolculuğunun yönünü belirleyecekti. Tatlin neden
kutup yıldızını hedef almıştı? Bu konuda bir açıklama bulunmasa da kutup yıldızının
dünya ekseni ile aynı doğrultuda olması ve gün boyunca yer değiştirmeden hep
kuzeyi göstermesi, ilkelerinden sapmamaları gerektiğini gösteren bir işaret
olarak algılanabilir.

Akad’ca “Tanrı’nın Kapısı” anlamında olan “Bab-ilü” yani
Babil kelimesi, Babil mitolojisinde koruyucu tanrı Marduk’a ulaşmak için yapılan
kuleyi ifade eder. Bugüne kadar aynı dili konuşan insanların kibirlerine kızan
tanrı Marduk, insanların dillerini karıştırarak birbirlerini anlamalarını
engeller. Tatlin’in insanların yitirdikleri tek dili yeniden birliğe
kavuşturacak bu kuleyi tasarlaması, arkadaşı şair Khlebnikov ile dünyada
konuşulan dillerin ortak köklerini araştırarak uluslararası kullanabilecek
evrensel bir dil oluşturmayı amaçlaması ile Tanrı’nın kapısını yeniden
oluşturmak istediği anlaşılabilir.

Bu kulenin yapımı birkaç model dışında gerçek boyutlarında
inşa edilmemiştir. Lenin’in sanatçı çılgınlığı olarak gördüğü bu eser,
gerçekleşmesi imkânsız bir hayal ürünü olarak alaycı bir şekilde eleştirilmeye
başlanır. Troçki bu yapıyı desteklemesine rağmen işlevsel halinin mümkün
olamayacağını düşünür, halk ise hayal ürünü olarak algılar. Avrupa’da Dada akımı
sanatçıları ise “Sanat öldü, yaşasın
Tatlin’in makine sanatı”
sloganları ile
Tatlin’i desteklerler. Lenin’in 1921’de Yeni Ekonomi Politikası ile üretim,
özel ticaret ve mülkiyete izin vermesi ile devrim sonrası ideoloji de değişmeye
başlamış ve sanat ifade özgürlüğünü yitirmiş, sanatçılar ekonomik gelir
getirecek işlere yönelmiştir.

Rusya’da işlevselliğe ve inşaya yönelik bu akım ise 1930
yıllarında yok olmaya başlamıştır. Tatlin’in uçma arzusu ile yaptığı Letatlin
ise hükümet tarafından yok edilmek istenen akımı sembolize eden bir eser haline
gelmiştir. 1953 yılında ölümüne kadar aktif bir sanatçı olan Tatlin sadece
eylemleri ile değil, fikirleri ile de sıra dışı bir sanatçı olmuştu. Rusya’da
bir modern sanatlar müzesinin olması gerektiğini savunduğu yıllarda New York
Modern Sanatlar Müzesi daha kurulmamıştı.

Stalin’in 1928 yılındaki kültür devrimi ile bu sanat akımı
yok edilmek istenir, kültür-sanat kolektifleri kapatılır, 1936 yılında tasarım
ve inşaya yönelik bu akım yasaklanarak soyut resimler, heykeller müze ve
sergilerden kaldırılır. Dönüşümlü iktidar düşüncesini savunan Troçki yok
edilir. Letatlin’in kanatları kırılarak hayali gelecek nesillere bırakılır.

Kaynakça:

1. McNeill, William H; Dünya Tarihi, Çev:
Alaeddin Şenel, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara, 1985.

2. Lynton, Norbert; Modern Sanatın Öyküsü, Çev: Prof. Cevat Çapan, Prof. Sadi Öziş, Remzi Kitabevi
Yayınları, İstanbul, 1982.

3. Antmen, Ahu; 20.Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar, Sel Yayıncılık, İstanbul, 2008.

4. Marx, Karl – Engels, Friedrich; Çizgilerle Komünist Manifesto, Çizgiler: Rodolfo Macenaro, Çev: Nail Satlıgan, Yordam
Kitap Basın Yayın Tic. Ltd. Şti, İstanbul, 2009.

5. Huntürk, Özi; Heykel ve Sanat Kuramları, Hayalperest Yayınevi, İstanbul, 2016.

6. Ersoy, Necmettin, Semboller ve Yorumları, Dönence Basım ve Yayın Hizmetleri, İstanbul, 2007.

7. Wilkinson, Kathryn; Kökenleri ve Anlamlarıyla Semboller ve İşaretler,
Binlerce Yıllık Görsel Bir Yolculuk
,
Alfa Yayınları, İstanbul, 2010.

8. Korkmaz, Esat; Simgeler Sözlüğü, Anahtar Kitaplar Yayınevi, İstanbul, 2010.

9. www.e-skop.com/skopbulten/rus-avangardi-formlarin-siyaseti-ve-tatlin-kulesi/2748 Erişim Tarihi: 02.07.2018

10. www.youtube.com/watch?v=tJlBbUjkkGs Erişim Tarihi: 02.07.2018 (BSM Bağımsız Sinema Merkezi)

11. www.youtube.com/watch?v=fPMRyuaEVG0 Erişim Tarihi: 04.07.2018

12. www.youtube.com/watch?v=BX1g-l7mrOY Erişim Tarihi: 04.07.2018 (Lenin Documentary)

13. www.youtube.com/watch?v=X3c9UI38IXs Erişim Tarihi: 06.07.2018 (Bir Devrimcinin Yükselişi ve Düşüşü – Troçki )

14. www.youtube.com/www.youtube.com/watch?v=ugeUGnxvm Erişim Tarihi: 08.07.2018 (Stalin Documentary )

15. www.youtube.com/watch?v=mYo8SEvnsrM&list=PL3H6z037pboFwKREwWrf4ELNDdiTLyhAN Erişim Tarihi: 12.07.2018 (The Russian Revolution and Civil War)