Okuma süresi: 4.29 mintues

Bütün bedeni bir arada tutan gövdemiz denge merkezimizi oluşturur. Yaşamsal organların çoğunun bulunduğu karın bölgesi, Uzak Doğu görüşlerinde ikinci beyin olarak nitelendirilir.

Duygularımızın çoğunu karnımızda algılarız. Korktuğumuzda, sevindiğimizde, üzüldüğümüzde, bağırsakların çalıştığını, midemize kramplar girdiğini, karnımızın ağrıdığını düşünce gücü olmadan hissederiz.

Beyni kafatası, kalbi kaburga kemikleri dışarıdan gelecek darbelere karşı korurken, karın bölgesinde hayati önem taşıyan organları koruyabilecek sert bir doku yoktur. O yüzden en güvensiz hissettiğimiz o bölgeyi içgüdüsel olarak saklayıp korumak isteriz. Bazen öne doğru hiç farkında olmadan katlanır, kasları hep kasılı tutarız. Dolaşım sistemini, boşaltım sistemini, sindirim sistemini, solunum sistemini, enerji sistemini, rahat çalışamaz hale getiririz. Organların ve hücrelerin ihtiyacı olan oksijeni, besinleri, enerjiyi yeterli derecede o bölgeye gönderemeyiz. Oysa tüm bu organların sorunsuz çalışabilmesi için yeterli boşluğa, alana ihtiyacı vardır. Bu boşluğu yaratırken aynı zamanda karın bölgesini dışarıdan gelecek darbelere karşı ve organların yerini, şeklini yerçekiminin etkilerinden koruyabilecek güçlü kaslara da gerek vardır. En büyük asansör (elevator) kaslar karın bölgesindedir, yani karın bölgesini yukarıya aşağıya hareketlendirir ve nefesleri de bu kasların yardımıyla rahatça alıp verebiliriz. O yüzden karın kaslarının güçlü olması çok önemlidir.

Karın kaslarımızı güçlendirecek Navasana (Kayık) Pozuna başlamak için

Yoga matımızın üzerine bacaklarımızı öne uzatarak oturuyoruz. Omurga kendi doğal kıvrımlarını koruyacak şekilde dik oturuyoruz. Derin birkaç nefes alıp poza kendimizi hazırlıyoruz.

Bu pozu değişik varyasyonlarda yapabiliriz:

Birincisi: Ellerle bel bölgesini destekleyip, yavaşça dirseklerimizi sırtın arkasında yere yerleştirip, göğüs kafesini açarak üst bedeni arkaya doğru dirseklerin üzerine yatırırız. Nefesi boşaltırken bacakları dümdüz 10-15 derece kadar yerden kaldırıp karın kaslarının kasılmasını çok derinden hissederek güçlendirmeye başlayabiliriz. Bacaklar ne kadar yere yakın kalırsa güçlenme etkisi o kadar artar.

İkincisi: Yine yerde dik bir omurga ile oturarak bacaklar önde başlıyoruz. Nefesi boşaltırken bacaklarımızı dizlerden kırarak yukarı doğru kaldırıyoruz. Üst beden hafifçe arkaya doğru gidiyor, oturma kemiklerinde dengeyi buluyoruz. Ellerimizle dizlerimizi tutup karın kaslarını hissederek kalabiliriz. Pozun içinde rahatça kalabiliyorsak kollarımız bacakların yanında paralel uzayabilir. Nefes alırken bacakları yukarıya uzatıp düzeltiyoruz, nefesi boşaltırken tekrar dizlerimizi kırıp karnımıza doğru çekiyoruz. Birkaç nefes bunu yaptıktan sonra ayak baş parmaklarımızı el parmaklarımızla (işaret ve orta) tutarak bacaklarımızı düz bir şekilde  yukarı doğru kaldırıyoruz. Üst beden hafifçe arkaya doğru gidiyor. “V” harfi görünümünde kalıyoruz. Daha sonra parmaklarımızı çözüp kollarımızı yere paralel olarak bacakların iki yanında uzatabiliriz. Bu pozda birkaç nefes kalarak karın kaslarını kasarak güçlendiriyoruz.

Pozdan çıkarken:  Ellerimizi yere koyup destekleyerek yavaşça sırt üstü uzanıp yatıyoruz. Karın kasları çok güçlü olan kişiler el desteği olmadan yavaş yavaş karın kaslarının gücü ile

yere sırt üstü uzanabilirler. Dinlenme pozisyonunda kastığımız bütün kasları gevşetmek için

parmaklarımızla karnımıza vurarak ya da avuç içi ile saat yönünde dairesel hareketlerle

masaj yapıyoruz. Karın kaslarını kastıktan sonra akışın rahatça devam edebilmesi için yumuşatmak hastalıkların ve problemlerin yaşanmasını engelliyor.

Osho, “Ayakların ve ellerin desteği olmadan yalnızca kalçaların üzerinde otur,” der. “Gözlerini kapat ve kalçalarının yere dokunduğunu hisset, önce birini hissedeceksin, sonra diğerine geç. Birinden diğerine geçtikçe ikisini birden hissedip dengeyi bulacaksın. İki kalçan da aniden dengelendiği zaman merkezdesin. Oradan aniden göbek merkezine fırlatılacaksın ve içerideki merkezini bulacaksın. Kalçaları ve bedeni unutup içsel merkezine fırlatılacaksın. Beden olmadığını anlayınca tüm dünyan yok olur. Ruh çevresinde farklı bir dünya doğar. Bir merhamet, sevgi, güzellik, gerçek, iyilik, masumiyet dünyası. Merkez kaymıştır, artık bedende değildir. Bilinçtedir.”

Pozun Faydaları:

• Karın kaslarını, bel bölgesindeki kasları, bağırsakları, bacak kaslarını güçlendirir.

• İç organların darbelere karşı korunmasına yardımcı olur.

• Bütün bedenin denge ve konsantrasyonunu geliştirir.

• Böbrekleri, tiroid bezini, prostat bezini, bağırsakları uyarır.

• Sindirim sistemine yardımcı olur, stresi hafifletir.

• Skolyoz (omurga eğriliği) probleminin düzelmesine yardımcı olur.

Astım, ishal, baş ağrısı, kalp ve düşük tansiyon sorunu olan hastalara, regl dönemindeki kadınlara ve hamilelere önerilmez.

Nilgün Çevik Gürel
+ Son Yazılar