Hint gelenek ve kültüründe ortaya çıkan Tantra, mistik bir uygulama ve anlayıştır. Veda öğretileri zamanında başladığı bilinen bu anlayış; evren, bilinç ve beden üzerinden açıklamalar yapar.
Sanskrit bir kelime olan Tantra (Thanoti) Tan kökünden gelir ve uzatma, dokuma, genişleme gibi anlamlara sahiptir. Tra (Trayaten) ise özgürleştirmek anlamına gelir. Yani genişleyerek, büyüyerek, seçenekler sunularak özgürleştiren yöntem olarak kabul edilebilir. Aynı zamanda bilincin genişlemesi anlamına da gelir. Bireysel bilinç ile evrensel bilincin birleşebilmesi için bilincin genişlemesi gerektiği, aksi takdirde kurtuluşun mümkün olmayacağından bahseder.
Tantra öğretilerinde, evren saf bilincin iki farklı yönü olarak var olmuştur. Bu yönlerden biri tanrı Şiva’dır. Eril, olumsuz, yıkıcı özelliği temsil eder. Şiva’nın yaşadığı yer olarak kabul edilen Kailasa Dağı, kendi öğretilerini aktardığı ve Şakti ile konuşmalarının geçtiği yer olarak var sayılır. Şiva’nın eşi Şakti ise aktif, yaratıcı olan diğer yönü temsil eder. Biri olmadan diğeri de olamaz, ikisi de aynı anda vardır. Tantra ise tanrıça formunda olan Şakti’ye bağlı manevi bir disiplin, bir yoldur.
Tantra bilgi ile birlikte deneyimi esas alır. Deneyimi “bilmek” olarak kabul eder.
Genellikle Tantra cinsellik ile ilgili bir anlayış olarak bilinmesine rağmen, bu sistemde cinsellik diğer tüm pratikler ile birlikte düşünülmesi gereken ritüel uygulamalardır. Cinsel enerji de ilâhi güç ile birlik sağlamak için kullanılabilir.
Tantra cinsel enerjiyi kullanabilir. Mücadele edip, yadırgamadan, yasak, tabu olarak görmeden, bedeni, kendini olduğu gibi kabul ederek dönüşüm yaratabilir. Cinsellik kötü bir şey değildir, var olan her enerji doğaldır ve gerçektir.
Tantra ile derin bir çalışma uzun yıllar alabilir; disiplin, sabır, anlayış, farkındalık ile olana teslim olmayı gerektirir. Mücadele, savaş yerine her şeyin farkında olup, her şeyi olduğu gibi kabul etmek, özellikle kendini olduğu gibi kabul etmek gerekir.
Psikolojik olarak birçok yerde eril enerjiye sahip (saldırgan, aktif, şiddet içeren) olanların yolu Yoga, dişil enerjiye sahip (alıcı, pasif, şiddet içermeyen) olanların yolu Tantra olarak bilinir. Tantra temelinde kabullenme vardır. Yoga’da ise durum biraz daha farklıdır; yoga tekniklerini uygularken bir mücadele, savaş vardır ve bu durum egonun çok fazla büyümesine, yücelmesine neden olabilir. Mücadele etmek yerine gelişim, dönüşüm için emek vermek, çaba harcamak, egonun varlığını kabul edip, egodan ibaret olmadığımızı fark etmeyi sağlar. Tüm bu çabaların sonucunda istediklerimizi elde edemediğimiz durumlar olabilir ve buradan birçok duygu açığa çıkabilir; kızmak, üzülmek, nefret etmek gibi… Bu duygulardan etkilenmeden, olanı kabul ederek objektif bir bakış açısı ile inceleyip analiz yapabilme yeteneğimizi geliştirmek için yogayı, meditasyonu kullanabilir, bilincimizi genişletebiliriz.
Tantra yolu da aslında bunu önerir, duyguları bastırmadan, öfkenin, kızgınlığın, üzüntünün farkında olup olumsuz duyguları olumlu duygulara dönüştürebilmeyi, hayata geldiğimiz andan itibaren her an’ın önemli olduğunu, her an’ın mucizevi ve kutsal olduğunu gösterir.
Kaynakça:
Harvey Day, Yoga Illustrated Dictionary, Kaye & Ward Ltd. 1971
Orhan Hançerlioğlu, Dünya İnançları Sözlüğü, Remzi Kitabevi
Mircea Eliade, Yoga, Ölümsüzlük ve Özgürlük, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2003
Heinrich Zimmer, Hint Felsefesi, Emre Matbaacılık, İstanbul, 1992
Arthur Avalon, Tantra of the Great Liberation (Mahanirvana Tantra), Dover Publications, Inc.1972