DJ’lik, radyo programcılığı ve uluslararası pek çok şirketin Türkiye distribütörlüğünü üstlendiğiniz bir müzik şirketi sahibi (ZET Müzik) olmaya uzanan yolculuğunuzu bize nasıl anlatırsınız?

60’lı yılların başında yaklaşık 37 ekran televizyon boyutunda radyolar vardı; önleri seyrek dokunmuş ilginç bir kumaşla kapatılmış bu kutuların içine, oradan sesi gelen insanların ve onca müzisyenin nasıl sığdığına akıl sır erdiremediğim yaşlardan beri, cızırtılı da olsa radyoda istasyon arayıp birçok yabancı ülke radyolarında farklı müzikler keşfetmek en büyük zevkim olmuştu. Özellikle Batı Müziği fazlasıyla ilgimi çekegelmişti, bu ilgi lise yıllarında yazları bir plakçıda çırak olarak çalışmama vesile oldu. Yaşamda en mutlu ve en mutsuz anlar hafızada derin izler bırakabiliyor. İşte, Bakırköy’de müşterisi olduğum plakçı dükkanının vitrininde “ÇIRAK ARANIYOR” yazısını görüp “Aradığınız kişi benim” şeklindeki iş başvurum kabul edildiğinde yaşadığım müthiş heyecan ve zevk, bugünlere kadar uzanan bir yolculuğun başlangıcı oldu. Plakçı çırağı önce dükkanda usta oldu, bir yandan yüksek öğrenimini sürdürdü, bir yandan da DJ’lik yaptı, kendi plakçı dükkanını açtı. Ardından özellikle müzik birikimimi kullandığım sektörün her dalında iş hayatım devam etti: radyoda müzik programı, diskotek-bar işletmeciliği ve nihayetinde ülkemizde telif hakları kanununun uygulanmaya(!) başlamasıyla kurulan “ZET Müzik”… şimdilerde 15. yaşına giriyor.

Zet Müzik sanatçılarını hangi kriterlere göre seçtiniz, seçmektesiniz?

Seçimlerimde en önemli kriter “güzellik”. Duyduğum müzik benim için güzelse tamam, o halde paylaşabilirim. Bu itibarla güzel müzikleri algılayabiliyor ve insanlarla buluşturabiliyorsam ne âlâ…

Ömer Faruk Tekbilek ile ne zaman tanıştınız, birlikte çalışmaya nasıl karar verdiniz? 

İlk kurulduğu yıllarda ZET Müzik için yurtdışında firma ararken ABD’li bir plak şirketi olan Celestial Harmonies’in kataloğunda gördüğüm isim, seneler önce ısrarla sorulan “Suleyman the Magnificent” albümünün sahibi Ömer Faruk Tekbilek’ten başkası değildi. Bu firmayla anlaşma yaparak Ömer Faruk’un albümlerinin ilk kez ülkemiz insanlarına ulaşmasına naçizane vesile oldum; hemen akabinde ABD’de yaşayan Ömer Faruk Tekbilek nazik bir telefon açtığında, aramızda hoş bir muhabbet olmuştu. Daha sonra 1991 yılında ülkemizdeki ilk konserini vermeye geldiğinde yüz yüze tanışınca, bir de gördük ki aynı yolun yolcularıymışız, yani Ömer Faruk’un en çok beğenilen albümünün adı olan “One Truth” gibi, tek Hakikat’in yolcuları…

Aydınlanma kavramı sizin için ne ifade ediyor? Anadolu Aydınlanma Vakfı çalışmalarına ne zamandır katılıyorsunuz?

Kurucu üyesi olma şerefine nail olduğum AAV toplantılarına kurulduğu günden, 1996 yılından beri katılıyorum; yıllardır süregelen bu etkinlikler neticesinde, idrakimiz nisbetinde “dostluk” kavramının hayatımıza geçirilmesi olasılığının yüksek olduğunu düşünüyorum. İki insan arasında sıfır menfaat bir ilişki yaşanabilir mi acaba? Bu sayı 3, 4, 5 ve daha fazla olabilir mi? Olursa ortaya nasıl bir topluluk, nasıl bir toplum çıkar? Bu sorulara bu vakıfta yanıt bulunabileceği kanaatindeyim. Birbirlerine rahatça selam verebilen, olumlu enerji yüklü, samimi insanlarla bir arada olmaktan daha güzel ne olabilir ki? Anlayışıma göre, “aydınlanma” bilgi depo etmekten ziyade bizzat yaşantımızla, fiillerimizle ortaya koyduğumuz bir hal ve gidiş ilmidir ve ben bu konuda feyz alabileceğim kişilere yönelmiş durumdayım; toplantılara esas gelme amacım budur. Bu buluşmalarda o kadar çok güzel insanla bir araya geliyorum ki bunun zevki bambaşka.

Son zamanlarda okuyup izlediklerinizden bize neler tavsiye edersiniz?

Kemal Sayar’ın Yavaşla Bu Dünyadan Bir Defa Geçeceksin ve Sufi Psikolojisi adlı kitaplarını okudum. Sepetçiler Kasrı’nda “İsmet Sıral Yaratıcı Müzik Atölyesi” kapsamında yerli-yabancı üstadların verdiği müthiş bir doğaçlama konser izledim ve sanatın huzur ve barışı getireceğine bir kez daha kani oldum. Bu arada ABD yapımı “Entourage” adlı eğlence ve menajerlik sektörünün perde arkasına da göz atan bir dizi izledim.

Yolculuğunuzla başladık, öyle bitirelim. Önümüzdeki projeleriniz neler, gelecekte neler beklemeliyiz ZET Müzik’ten?

Bu ay içinde Ömer Faruk Tekbilek’in ilk 7 albümünden, aranan, çok sevilen ama çok uzun süredir ülkemizde ulaşılamayan eserlerinden seçilen “Best of Omar Faruk Tekbilek – Longing (Hasret)” adlı albümü çıkmış olacak. Ardından yepyeni bir Türk Rock grubu “Sınır” gelecek. Yepyeni demekle birlikte, geçen yıl “Rock’n Dark” isimli yıllardır süregelen, prestijli ulusal bir yarışmada Bölge 1.si ve Türkiye 2.si olan ve hayran kitlesi henüz albümleri çıkmadan oluşan bir grup. Tarzları “Duman”la “Mor ve Ötesi” karışımına benziyor diyebiliriz. 2010’un son projesi ise, bu yıl bitmeden dinleyebileceğimiz, çoğumuzun yakinen tanıdığı güzel bir dostumuzun, “Deli Damla’nın” ilk albümü. Mutfakta pişiyor. Ayrıca bazı ilginç konser projeleri de planlarımız dahilinde, ama planlar, adı üstünde planlar…

Deniz Tipigil
+ Son Yazılar