Yabancılaşma ve Özcülük Hakkında Bir Deneme

Psikolojik ve ideolojik bir kavram olarak kabul edebileceğimiz yabancılaşmanın teorisi ve pratiği hakkında yapılan tartışmalar geçmişten günümüze dek genellikle yabancılaşmayla değil, özüne yabancılaşmış ve yabancılaşmamış ile ilgili olagelmiştir. Hâli hazırdaki bu tartışmalar yöntemleriyle (karşılaştırmayla) sadece özcülük tartışmalarına yol açıyor. Bundan dolayı bugün “yabancılaşma” ile ilgili (yani bütün normallik-anormallik) tartışmalar açık [...]

Yazar: Bozkurt Toral|2024-05-01T16:19:08+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Denemeler, Kavramsal, Yabancılaşma (Sayı: 63)|

Sistematik Felsefe Açısından Bilim, Sanat, Din Ve Felsefenin Ayrımlı Birliği

Bilim, sanat, din ve felsefe aynı Birlik’in ayrımları oluşları ve nesnelerinin ortak oluşları bakımından, ancak birlikte ele alındıklarında kavranabilirler. İnsan, maddi dünya ile ilişkisinde bilim ve teknoloji, kendi kendisiyle ve diğer insanlarla ilişkisinde ise sanat, din ve felsefe üretir, bilimsel-teknolojik etkinlikleriyle bedensel ihtiyaçlarını doyurur ve konforunu yükseltir. Ama sanat, din, [...]

Yazar: İbrahim Alagöz|2024-07-14T19:27:18+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Denemeler, Felsefe, Kavramsal, Sanat, Sayı 70 | Eylül – Ekim 2016|

Tarzan, Augustinus, Hegel ve Türlü Yabancılaşmalar…

“Beni ben yapan bütünü kavrayamıyorum,” der Aziz Augustinus. Bu cümleyi, İsa’dan sonra 354 ile 430 yılları arasında yaşamış, Batı kilisesinin en önemli filozof-ilâhiyatçılarından olan Augustinus’un ağzından duymak ilginçtir. Çünkü Augustinus pagan inancını terk ederek Hristiyanlığa iman etmiştir ve Ortaçağ filozoflarının yürüttüğü “iman ve akıl” tartışmalarında mantıksal önceliği iman etmeye (emin [...]

Yazar: Sezgi Durgun Özkan|2024-05-01T15:17:14+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Denemeler, Kavramsal, Yabancılaşma (Sayı: 63)|

Ben Kim-dim?

Edebiyat eleştirmeni, gazeteci Malcolm Cowley (1984), 85 yaşında anılarını yazmasıyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Üniversite öğrencisiyken, ‘Ben kimim?’ diye soran öğrencileri duyduğum zaman, onları sempatiyle ve aynı zamanda hafiften küçümseyerek dinlerdim. Çünkü onların yaşındayken ben, kim olduğumu çok iyi biliyordum. Şimdi ise o kadar emin değilim. 85 yaşına bastığımdan beri [...]

Yazar: Ayşe Acar|2024-05-01T15:16:33+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Kavramsal, Yabancılaşma (Sayı: 63)|

Apollon Tapınağında Bir Yabancı: Friedrich Wilhelm Nietzsche

W. Kaufmann, kendi dönemlerine yabancı öznelerden bahsederken Nietzsche’den ödünç aldığı: “Derin Tin”[1]* ifadesini kullanır. Bu itibarla Kafka’yı, Kierkegaard’ı, Euripides’i, Shakespeare ve Sofokles’i örnek göstererek “Eğer çağdaşlarını doyurmakla yetinmiş olsalardı, yapıtlarına çağdaşlarının almaları olanaklı olmayan öylesine çok şeyi koymaları için bir neden olmazdı,” diye ekler.[2] Elbette bu yabancılardan biri, belki de [...]

Yazar: Sadık Acar|2024-05-01T15:12:44+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Felsefe, Kavramsal, Yabancılaşma (Sayı: 63)|

Yaşantımızda Olmazsa Olmaz Bir Kavram Olarak “Yabancılaşma”

İlk olarak 11. ve 14. yüzyıllar arasında Latince ve Orta Dönem İngilizcesinde karşımıza çıkan “alienation” sözcüğü, “mülkün e.d. sahipliğin el değiştirmesi” anlamında kullanılıyordu. Daha sonra “bağıntı eksikliği”, “oyalama”, “aldatma” olarak da karşılanan sözcüğün, günümüzde kullanılan en gelişmiş anlamları “soyutlanma ve ayrılık hissi”, “yabancılaşma”, “kendilik ve nesnel dünya arasında bir uzaklaşma” [...]

Yazar: Arzu Cengil|2024-05-01T15:07:44+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Denemeler, Kavramsal, Psikoloji, Yabancılaşma (Sayı: 63)|

Felsefi Tinin Yabancılaşması Üzerine Bir Deneme

Yabancılaşma; 19. yy.da Hegel’in kurgul düşüncesinde varoluşsal bir mahiyet kazanarak felsefi anlamda kavramlaştığı kabul edilen, Marx’ın iktisadi temellere oturtmasıyla politik aklın eline düşen ve oradan da popüler bilince yerleşen, Varoluşçu Felsefeyi benimseyen yazarlarla edebiyat dünyasına aktarılan, bugün farklı anlam öbeklerine ayrılmış bir şekilde herkes tarafından kullanılan bir terim. Hakkında, özenli-özensiz [...]

Yazar: Ahmet Kip|2024-05-01T15:05:19+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Denemeler, Kavramsal, Yabancılaşma (Sayı: 63)|

Başkalaşarak Kendinde Kalmak

Doğa verilidir, kendi iç yasalarının hükmü altındadır. Oysa insan bir yanıyla doğal bir yanıyla doğaya aşkın varlıktır. Doğaya aşkınlığımız onun güçlerini onun değişmez yasalarına bağlı kalarak kullanmamız anlamına gelir. Doğada hazır olarak bulunmayan, ancak onun olanaklarıyla yeni bir “doğa” oluşturup yaşatmak tin’e aittir; bu alandaki tüm etkinlikler, üretimler ve yaratımlar [...]

Yazar: Mustafa Alagöz|2024-05-01T14:46:52+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Kavramsal, Yabancılaşma (Sayı: 63)|

Sanat Bilimi Üzerine

Bu yazı, 3 Ağustos 2015 tarihinde yapılan sohbetten alıntılanarak derlenmiştir. Genellikle Immanuel Kant’a kadar –gerçi antik dönemde Aristoteles’te de vardır ama– ağırlıklı olarak sanat; hep muhayyile, hayal gücünün ürünü olarak aklı devre dışı bırakan ve hayranlık uyandıran bir süreç gibi anlatılmış, nitekim literatürde de böyle yansıtılmıştır. Ama Kant’tan sonra, özellikle [...]

Yazar: Metin Bobaroğlu|2024-07-17T19:26:27+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Felsefe, Kavramsal, Sanat, Sayı 62 | Eylül 2015|
Go to Top