Muhammedî Din

Dinler, vahye mazhar olan Nebîler için bir inanç unsuru olmaktan ziyade, yaşamsal bir olgu, bir tecelli, yüksek bir idrak, ulvî bir keşif, âli bir deneyimdir. Bu idrak ve şuur kendilerine hariçten ihsan olsa idi, onlar da cemaatleri gibi kendilerine bildirilene itaatle memur olurlardı. Hâlbuki bilinmeyene itaat, gaybe imândan aşağıdır. Nebîyi, [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-07-15T18:48:05+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Hikmet ve Tasavvuf, Sayı 66 | Mart 2016, Tanrıbilim|

Hıristiyan Tasavvufu

Saint Aurelius Augustinus (Ogüstinus 354–430): “Duyuncun pekinliği” eş deyişle insanın bilincini oluşturan iç deneyimlerinde (bellek, anlık, istenç) edimsel olarak pekin bilgi, us ya da ruha (ki bunlar özdeştirler) dolaysız pekinliği sunmaktadır. Ruh dirimli bireyin bütün kişiliğini kapsamaktadır. Birey, “öz–bilinç” yoluyla yalnızca olgusal ve bütünsel olarak var olan bir kişi olduğunu [...]

Yazar: Metin Bobaroğlu|2024-07-15T18:39:48+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Hikmet ve Tasavvuf, Sayı 67 | Nisan 2016, Tanrıbilim|

Hıristiyan Teolojisini Anlayamamak Üzerine

Basit bir önermeyle de izah edilebilir. Musevîler Hz. Îsâ’nın mesihliğini kabul etmezler. Bunun nedeni açıktır. Onun kendi bekledikleri mesih olmadığını düşünürler. Ayrıca yalnızca kendilerine verildiğine inandıkları kitabın içinde de kendisini bulamazlar. Aynı nedenle Hıristiyanlar da Muhammed’i kabul etmezler. Zira İncil’in kendi içinde tam olduğunu, Îsâ’dan sonra gelip dinlerinde tamam edilecek [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-07-15T18:38:30+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Denemeler, Sayı 67 | Nisan 2016, Tanrıbilim|

Tanrı’nın Bağışlaması Üzerine

Levinas’tan gelen bir mektup, bir inceleme yazısı. Daha önceden dikkatimi çekmeyen bir konuda düşünmeme neden oldu. ... İnsanın Tanrı’ya karşı olan kabahatleri Kefaret Günüyle bağışlanır; insanın başkasına karşı kabahatleri Kefaret Günüyle bağışlanmaz, meğerki öncelikle o kişinin gönlünü almamış olsun. [1] Kutsal metin anlatımlarında tartışılmaz en yalın olarak bilinen ama anlamı [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-07-15T14:31:44+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Hikmet ve Tasavvuf, Sayı 69 | Temmuz – Ağustos 2016, Tanrıbilim, Yorumbilim|

Tîn İle Dîn

Âdem, Yeryüzü’ne sürülünce, yaşaması için toprağı nasıl sürüp ekeceği Cebrâil tarafından kendisine öğretilir. Öğrendiklerini uygulamaya koyan Âdem, toprağı sürmeye ve ekmeye başlar. Bir türlü durmak bilmez; devamlı sürer ve eker; neredeyse tüm Yeryüzü’nü yekpâre bir tarlaya dönüştürür. Bunun üzerine Tanrı, Cebrâil’e, Yeryüzü’ne inip Âdem’in önüne bir sınır çekmesini buyurur. Cebrâil, [...]

Yazar: İhsan Fazlıoğlu|2024-04-30T12:58:50+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Sınır - 2016, Tanrıbilim|

Peki, Biz Bu Soruları Neden Sormuyoruz?

Bültende yazılan her yazı bence mutlaka bir tartışmaya, bir eleştiriye, bir sohbete ya da bir fikir teatisine açık olmalı. Kimi zaman yazdığım ve herkesin okuması için gönderdiğim yazılarım; bu karşılıklı sohbetlerin ve “Hâlbuki bence…”lerin eksikliğinden dolayı beni son derecede rahatsız etmiştir. Bu girizgâhı, Düşünüyorum bültenin 70. sayısında yayımlanan sayın Prof. [...]

Yazar: Aykut Yazgan|2024-07-13T19:44:16+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Kavramsal, Sayı 71 | Kasım – Aralık 2016, Tanrıbilim|

Teolojik Yönüyle Yabancılaşma

Yabancılaşma kavramı (alienation) Batı düşünce tarihine Hegel ve ardından Marx ile eklenmiş olsa da, şüphesiz köklerini Antik Yunan’da bulur. Marksist teori yabancılaşmayı sınıf ve üretimle dolaylı olarak inceler. Zira Marx’a göre bilincin edimsellik kazanması doğrudan çalışmayla ilgilidir. Ona göre, insan öz-varlığını çalışmada bulan bir canlı türdür [1]. Ancak çalışmayla etkinlik [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-05-01T15:11:14+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Tanrıbilim, Yabancılaşma (Sayı: 63), Yorumbilim|

Öykücü

Hızır’la Musa’nın efsanevi öyküsü, Kuran-ı Kerim’in en önemli deneyimlerinden birini sunar [1]. Öykü, özet olarak aklın temsilcisi konumundaki Musa’nın, hakikati temsil eden Hızır karakteri karşısındaki durumunu anlatır. Musa, aklın ve toplum düzeninin mimarı ve bu yapı içinde adaletin gereğini sorgulayan moral bir karakterdir. Hızır ise olguların ardında, çoğu zaman akıl [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-07-17T19:27:06+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Sayı 62 | Eylül 2015, Sembolizm, Tanrıbilim, Yorumbilim|

Molek

“İlâh Molek’e ateşte kurban edilmek üzere tohumunu vermeyeceksin. Tanrı’nın adına leke getirmeyeceksin. RAB benim.” [1] Yahudi ezoterizmi Kabala, en temel günahın Tanrı’ya eş koşmak olduğu konusunda İslam ile birleşir [2]. Kabala’nın Sefirot diyagramına göre, hayat ağacının zirvesinde bulunan Keter, Tanrı’nın benliğine işaret eder. Keter’e denk gelen Ehyeh (Ben) ismi bu [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-07-18T16:45:49+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Sayı 61 | Ağustos 2015, Tanrıbilim, Yorumbilim|
Go to Top