Danimarkalı filozof Søren Kierkegaard (1813-1855) 1843 yılında Korku ve Titreme ile 1844 yılında Kaygı Kavramı adlı iki önemli felsefî eser yazdı. Korku ve Kaygı’yı, Johannes de […]
İnsanın, zamana kayıtlı olarak düşünmesi, algılaması, devinmesi zihinsel formunun bir yansımasıdır. Zaman kaydından kurtulmak, zihinsel işleyiş formumuzu, dolayısıyla algı biçimimizi kökten değiştirmek demektir. Bunu başarabilmek elbette […]
“Kendini doğru biçimde eğiten kişi [Autodidakt], bir yazarın dediği gibi, Tanrı’nın eğittiği kişi [Theodidakt] düzeyindedir…” 1 Bir ara verebilseydim şu aralıksız akıp gidene işte o […]
Akıl dışı ve anlaşılamaz olan dünyanın ve doğanın oluştuğu andan itibaren korkuların, acıların etkili, insanın bu dünyada anlam arayışı içinde yaptıklarının anlamsız olduğu, hatta insanın kendisinin […]
Kaygı hemen herkesçe anlam birliğine varılan net bir kavram değil. Çoğu kaynak kaygı kavramını “kaynağı belirsiz korku” olarak niteliyor. Ancak bu nitelendirmenin yeterince açık olduğu söylenemez. […]
Kierkegaard’ın Kaygı Kavramı adlı yapıtındaki korku ve kaygı ayrımı dikkat çekicidir: “Korku belirli bir şeye yönelmiştir; bir nesneye bağlıdır. Kaygı ise hep belirsizdir; herhangi bir yönelimi […]
Kaygı; genellikle düşünsel alanda, bireyin veya toplumların ileriye yönelik istemediği durumlar ile karşılaşma çekincesinin yarattığı duygulanım diyebiliriz. [1] Kişi kendisini ne ile özdeşleştirir ise, özdeşleştirdiği bu […]
… böylece, düşünceye bir sınır çizmek, ya da, daha çok – düşünmeye değil, düşüncelerin dile getirilişine… … sınır, öyleyse, yalnızca dilin içinde çizilebilecektir… ve sınırın ötesinde […]
“Kaygı, özgürlüğün kendisiyle başının belaya girmesidir…” Kierkegaard “Güneşin battığı yere gidiyorum kardeşim?” “Neden?” “Bilmem. Sanırım yeni bir şey bulmak istiyorum.” “O halde onu bulmadan dönme.” […]