Kaygının Sanatta Dışavurumu Üzerine: Munch Kaygı Serisi

Çaresizlik (Fortvilelse), 1894, tuval üstüne yağlı boya, 92 x 72.5 cm, Thielska Galleriet Koleksiyonu Dünyaca ünlü Çığlık tablosuyla tanınan Norveçli sembolist ve dışavurumcu (ekspresyonist) ressam Edvard Munch, melankoli, korku, kaygı ve ölüm konularını resimlerinde sıkça işlemiştir. İfade biçimi olarak doğayı çarpıtma, duyguların karikatürize edilerek dışavurulması ve biçim bozarak [...]

Yazar: Behiye Bobaroğlu|2024-04-23T13:04:45+03:00Şubat, 2017|Kategoriler: Kaygı - 2016, Sanat|

Müzikte Kaygı: Nevcivan Özel ile Söyleşi

Nevcivan merhaba. Bültenimizin bu sayısında Kaygı temasını işliyoruz. Konuyu senin uzmanlık alanın çerçevesinde incelemek istedik. Ne dersin, kaygının müzikle bir ilişkisi olabilir mi? Neden olmasın? Salt kaygı denen duygu, insan hayatının değişmez bir parçasıdır. Ancak ne onsuz, ne de onunla olmak kolaydır. Kendisinden sonra stresi çağıran kaygı, insan hayatını olumlu [...]

Yazar: Engin Turgut|2024-04-23T12:50:12+03:00Şubat, 2017|Kategoriler: Kaygı - 2016, Sanat, Söyleşiler|

Tersten Perspektif

*Pavel Florenski’nin 1920’de kaleme aldığı Tersten Perspektif kitabından derlenmiştir (Metis Yayınları, 2001). Dünyayı bilmenin iki yolu vardır: İnsana özgü genel bilgi ve idealist –‘bilimsel’ olarak tanımlanan bilgi; tıpkı yaşamın kendisiyle kurulacak ilişkide de sadece iki olasılığın, biri içsel, diğeri dışsal diyebileceğimiz iki tür ilişkinin olması gibi; ya da aynı açıdan [...]

Yazar: Behiye Bobaroğlu|2024-07-13T18:28:42+03:00Ocak, 2017|Kategoriler: Alıntı ve Derlemeler, Sanat, Sayı 72 | Ocak – Şubat 2017|

Müzikte Sınır Konusuna Kısa Bir Bakış

İçinde yaşadığımız âlem açısından baktığımızda, her şeyde bir sınır görülmektedir ve Cenab-ı Hakk’ın kudretiyle sınırlar belirlenmiştir. Bu bütün bilim dallarında da görülmekle birlikte, zamanı geldikçe, çalışmaya, emeklere bağlı olarak sınır tedricen kalkmaktadır. İnsan tecrübelenip aklı geliştikçe sınır konusunda farklı düşünceler geliştirip sınırları aşmak için çalışmış, hâlâ da çalışmaktadır. Zaman içinde [...]

Yazar: Nevcivan Sevindik Özel|2024-04-30T15:00:39+03:00Ocak, 2017|Kategoriler: Sanat, Sınır - 2016|

Kutsal Mekânda Sanat

Tanrının her yerde olduğuna inanılsa da insanlık tarihine bakıldığında, tanrıyı mabetlerde arayışlar tükenmemiştir.  Göklerde olana ulaşabilmek için yukarıya doğru uzayan büyük tapınaklar tasarlanmıştır. Tapınaklar tanrı ile bağlantı kurulabilecek sığınaklar ve ölümden sonraki dünyanın varlığının algılanmasını sağlayan semboller olarak düşünülmüştür. Tüm kültürlerin dini inançlarını yaşadığı tapınaklar, aynı zamanda bu kültürün estetik [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-07-15T18:55:00+03:00Ocak, 2017|Kategoriler: Gezi, Sanat, Sayı 66 | Mart 2016|

Sanat Biçimlerinde Sınır

İdealin, Tikel Sanat Biçimleri yönünde gelişiminde her bir bütünlenme anının kendiliğin keskin bir bakışıyla ayrılıp yeniden bütünlenmesi üzerine inceleme: “... Çünkü kendi sıfatıyla idea, gerçekten mutlak hakikatin kendisidir, ama yalnızca henüz kendi nesnelleşmiş tümelliği içersinde olmayan hakikattir; oysa sanat güzelliği olarak İdea temelde İdea’yı cisimleştirmeye ve açımlamaya adanmış, hem özünde [...]

Yazar: Özlem Alagöz|2024-05-01T12:35:20+03:00Ocak, 2017|Kategoriler: Felsefe, Sanat, Sınır - 2016|

İslam Sanatına Yansımalar

İnsanların mağaralarda yaşadığı paleolitik dönemde mağaraların ve kayaların üzerine çizilen resimler dikkate alındığında, sanatın insanlık tarihinin başlangıcından itibaren var olduğu anlaşılabilir. Daha sonra buzullar erir, insanlar mağaralardan çıkar, saz ve kerpiçten evler yapar, ilk toplu yaşamı sağlayan köyler ortaya çıkar ve mimarinin temelleri neolitik dönemde atılmış olur. Bu topluluklar bitki [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-07-14T19:24:28+03:00Ocak, 2017|Kategoriler: Kültür ve Toplumbilim, Sanat, Sayı 70 | Eylül – Ekim 2016|

İstanbul Kadıköy Çok Sesli Korosu

Müzik, kelimelerle anlatılamayan duygu ve düşüncelerin seslerle anlatılması sanatı... İnsanlığın doğuşundan beri var ve hep var olacak olan... Herkesin anlayabildiği ve anlayabileceği, dünya üzerindeki yegâne dil... Dil, din ve ırk fark etmeksizin direkt olarak duygulara hitap eden, ruhlarımızı titreten, gönüllerimizi kaynaştıran, duygusal olarak algılanışının yanı sıra aynı zamanda akıl ile de [...]

Yazar: Sunay Karaman|2024-07-30T21:46:43+03:00Ocak, 2017|Kategoriler: Sanat, Sayı 27 | Ağustos 2012|
Go to Top