Ayın Konuğu: Özlem Aydın

Karadeniz doğumlu olduğunuzu hatırlıyorum, röportajımıza doğum yeriniz, ilk ve orta öğretim yıllarınızdan başlayalım mı?  Dedemin Trabzon’a tayin olması ve 13 yaşındaki kızını (annem Sevin Aydın’ı) bir Karadenizliye kaptırmasıyla başlamış benim doğum hikayem... Dünyaya geldiğimde eczacı olan babam, anneme, bir erkek evlatları olana kadar doğum yapmasını dilediğini söylemiş. Karadeniz hali ne [...]

Yazar: Deniz Tipigil|2024-07-30T20:06:21+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Sayı 28 | Eylül 2012, Söyleşiler|

Vrksasana – Ağaç Pozu

Bu sabah melek yüzlü, melek huylu bir arkadaşımın, sevgili Buket’in ölüm haberini aldım. Hiç yakıştıramadım ona ölmeyi, kendi gibi güzel masmavi engin deniz bağrına bastı, ayırdı bizi. Ölüm ve yaşam döngüsü, kavramakta zorlandığımız, korktuğumuz, merak ettiğimiz, anlamaya çabaladığımız bir bilgi ve bu döngüyü en güzel ağaçlarda gözlemleyebiliriz. Her mevsim yaşamın [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-07-30T20:05:42+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Sayı 28 | Eylül 2012|

Gadab Kavramı

“Azabından affına, Gadabından rızana, Senden sana sığınırım.” (Hz. Muhammed)   Gadab Arapça bir kelime olup, “öfke, sinirlenme, kızma” anlamlarına gelir. Gadab kelimesinin karşılığı olarak Türkçe’de sıklıkla “öfke” sözcüğü kullanılır. Gadab kavramı, İslamî yol üzerinden kadim bilgeliğe bağlı filozoflar arasında da ele alınmış bir kavramdır. Hz. Muhammed, ilk mağdubların yani gadaba [...]

Yazar: Elif Ersoy|2024-07-30T20:01:12+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Kavramsal, Sayı 28 | Eylül 2012|

Evet Dostum

Evet dostum Ne zaman kesildiyse başları dağların Öksüz kaldıysa tepeler Sardıysa zehirli sarmaşıklar gövdesini ağacın Ve dağda yüz tutmaya başladıysa meyvesi Ve ne zaman yanlış bir sokağı süpürülmek istendiyse tüm olan ve olacak olan İşte o zaman boyunlarında fermanları uçurumlarının kenarında çiçek açan Gül kokulu gelincikler yetiştirdi insanlık. Böyle böyle [...]

Yazar: Sedat Sarıbudak|2024-07-30T20:07:08+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Sayı 28 | Eylül 2012, Şiir ve Doğuşlar|

Sibernetik

Güdüm bilimi de denilen Sibernetik sözcüğü; yöneten, gerekli yönü veren, yol gösteren anlamlarını içinde barındıran Yunanca kybernétes (dümenci) sözcüğünden gelir. Sibernetik, tıpkı bir dümencinin yaptığı gibi denetleme, haberleşme, kontrol, ayarlama ve denge kararlarının verildiği, 20. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmış karmaşık sistemlerle ilgili bir tür yönetim ve denetim bilimidir. Sibernetik [...]

Yazar: Selin Erş|2024-07-30T20:05:08+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Bilim, Sayı 28 | Eylül 2012|

Bir Edebi Eseri Sinemaya Uyarlamak ya da Bir Metin Diriltmesi

“Sinema mit üretir,” diyor Joseph Campbell, öte yandan “Sinema da mitle üretilir,” diyorum; çünkü sinema, bir sanat sürecinin sonucu (son ucu) değil ama bir anlamlandırma sürecinin sanatsal ifadesi olarak karşımıza çıkar. Öyleyse, onu basmakalıp bir biçimde “çok denklemli bir işlem” olarak ele almak yerine, içinde birçok işlemin yeni bağlamlar kazanıp [...]

Yazar: Kaan Demirdöven|2024-07-30T20:04:22+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Denemeler, Edebiyat, Sayı 28 | Eylül 2012|

Boğa / Sığır Simgesi -1

Aswır Abhazca’da anaç bir kelimedir. Yurt adıdır ve zamanla Sawır ve Tawır olarak da söylenmiştir. Bu iki kelime birçok ulusun adı da olmuştur, ayrıca Abhaz Malı, Abhaz Serveti, Abhaz Sığırı demek olan Apsiwa- raxu’nun köküdür. Apsiva-raxu bir hayvan cinsi olarak anlaşılır ve Sawır ya da Tawır kökünden Sıwır (Sığır), Tawar [...]

Yazar: Ekrem Genç|2024-07-30T20:03:39+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Sayı 28 | Eylül 2012, Sembolizm|

Aslan Sembolü Üzerine

Tarih boyunca pek çok kültürde aslan figürüne rastlarız. Aslan, mitolojide karşımıza kutsal addedilen mekânların ve hükümdar tahtlarının bekçisi, tanrı/tanrıçaların biniti ve koruyucusu, hayvanlar kralı, güneş sembolü olarak çıkabilmektedir. Mısırlılar korunma amacıyla kapılarını kükreyen aslan motifleriyle süslemiş ve tapınaklarında da aslan figürleri kullanmışlardır (1). Budist gelenekte yasaları koruyan aslandır (1). Aslan, [...]

Yazar: Elif Ersoy|2024-07-30T20:01:58+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Sayı 28 | Eylül 2012, Sembolizm|

Her Şey Tanrı İçin…

Dinsel inançlar temel alındığında, kullar Tanrı’nın sözlerini, arzularını, isteklerini veya emirlerini sorgusuzca kabullenip yerine getirirler. İyi bir kul olmak çoğu zaman uygulamada sorgusuzluğu gerektirmektedir. Kendi adıma bir Hıristiyan keşişini veya bir dervişi anlayışından dolayı eleştirmek yerine, nasıl olur da böyle bir soyutlanabilme kudretini iradesinde toplayıp nefsine hükmedebildiğine şaşırırım. Yahudiler her [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-07-30T20:00:04+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Hikmet ve Tasavvuf, Sayı 28 | Eylül 2012|
Go to Top