Bu sabah melek yüzlü, melek huylu bir arkadaşımın, sevgili Buket’in ölüm haberini aldım. Hiç yakıştıramadım ona ölmeyi, kendi gibi güzel masmavi engin deniz bağrına bastı, ayırdı bizi.
Ölüm ve yaşam döngüsü, kavramakta zorlandığımız, korktuğumuz, merak ettiğimiz, anlamaya çabaladığımız bir bilgi ve bu döngüyü en güzel ağaçlarda gözlemleyebiliriz. Her mevsim yaşamın belirli dönemlerinden bize bir şeyleri anlatır. Kışın çırılçıplak kurumuş hali bile birçok hayvanın hayatını kurtaran bir sığınağa dönüşür, yazın tomurcuklanarak yemyeşil hayata yeniden başlar. Bu dönüşüm aslında “ölümsüzlüğü” simgeler.
Yogada 8 basamaklı aydınlanma yolu ağacın bölümlerine benzetilir. Daha sonraki yazılarımda bu bölümlere daha detaylı değineceğim.
Ağaç sembolü birçok gelenekte kutsal kabul edilir. Kökleri ile toprağa sımsıkı tutunurken, dalları ile de gökyüzüne ulaşmaya çabalar, gövdesinde ise bu iki enerjinin dengesini barındırır. Tıpkı kimi zaman hepimizin gökyüzüne doğru bakıp yükselme ve aynı zamanda ayaklarımızla yere sımsıkı köklenme isteği gibi… İki zıt kutbun arasında da hayata devam edebilmek…
Bazen bu enerjiler dengesizleşmeye başlar, maddi dünyaya kaptırır gideriz kendimizi ya da bağlarımızdan kurtularak ölüp bilinmeyene doğru gitmek isteriz.
Eğer bir süre gözlerimizi kapatıp ağaç gibi hissedebilirsek, bu dengeyi tekrar oluşturabiliriz.
Daha etkili hissedebilmek için ayakta durarak ayak parmaklarımızı genişçe açıp, ayaklarımızı yere dört köşesinden sağlamca basmasını sağlayıp iki bacağımıza da eşit ağırlık gönderelim. Bedenin üst bölümünü gökyüzüne doğru uzatalım, kollar ise bedenin iki yanında, avuçlar ve parmaklar aktif olarak kalsın.
Daha sonra önce sağ bacağımıza tüm ağırlığımızı geçirip sol bacağımızı dizden bükerek sol ayağımızı sağ uyluk kasımızın iç tarafına yerleştirebiliriz. Eğer dengede kalmakta zorlanırsanız bir yerlerden tutunarak destek alabilirsiniz, eğer tek bacak üzerinde rahat durabiliyorsanız kollarınızı tıpkı bir ağacın dalları gibi gökyüzüne uzatın. Parmak eklemleri, bilek eklemleri hafif kırık olsun ve gökyüzü enerjisinin el parmaklarınızdan bedene doğru aktığını, ayak parmaklarınızdan da yersel enerjinin bedene doğru yükseldiğini hissedebilirsiniz. Gözlerinizi bir noktada sabitleyin, gözler sabit olduğunda beden de sabit olur.
Eğer yapabiliyorsanız bir süre bu iki enerjinin birleşerek bedende dolaştığını hissederek kalın. Dengede kalabiliyorsanız gözlerinizi de kapatın, tıpkı bir ağaç gibi.
Bir süre bu pozda kaldıktan sonra tekrar sol ayağınızı yere yerleştirin ve aynı şekilde diğer bacağınızın üzerinde dengede kalın.
Ağaç pozu ruhsal dengemizi koruduğu gibi fiziksel olarak da bedenimizde omurgamızı, bacaklarımızı, bileklerimizi güçlendirir. Bacakların, kasıkların, göğüs kafesinin ve omuzların açılıp esnemesini sağlar, denge gücümüzü geliştirir. Eğer düzenli olarak bu pozu yaparsanız çok kısa sürede dengenizin geliştiğini gözlemleyebilirsiniz. Yüksek tansiyon ve baş ağrısı durumlarında kollarınızı yukarıya kaldırmadan bu pozu yapabilirsiniz.
Köklerinden kurtulup gökyüzüne yükselen Buket, Seni çok özleyeceğiz. Namaste.