AnasayfaDeniz Demirdöven2024-08-23T13:52:31+03:00

Arkhe Sorunu ve Tanrı’nın Zâtına Dair

Mistiklerin asli gayesi Tanrı’yla birlik durumuna gelmektir.[1] Bu birlik kendini mutlak olarak inkâr etmek ve Tanrı’da eriyip yok olmak olarak...
Devamını oku
Arkhe Sorunu ve Tanrı’nın Zâtına Dair

Nasıl Düşünüyoruz? (Aklın ve Varlığın Temel İlkeleri)

Aklın ve Düşünmenin Ortak Zemini İnsanlar hem zaman içinde hem de bulundukları yer olarak ayrık ve çok uzaklarda olsalar da...
Devamını oku
Nasıl Düşünüyoruz? (Aklın ve Varlığın Temel İlkeleri)

Felsefe ve Soru Kavramlarının İlişkisi

İşlevi sorgulama sanılan felsefe kavramının, sorgulama yeteneği sorgulanmalıdır. Sorgulama yüklemi felsefeye has bir yüklem midir? Belirli bir varlığın açık seçik...
Devamını oku
Felsefe ve Soru Kavramlarının İlişkisi

Dünyanın İlk Tapınağı: Göbeklitepe*

Derleyen: Cem Gençler  İnsanın Kendini Bilme Hikâyesi İnsanlık, bilişsel ve kültürel ilerlemelerini yazının icadı ve anıtsal yapılar inşa ederek belirgin...
Devamını oku
Dünyanın İlk Tapınağı: Göbeklitepe*

Tasavvufta “Aşkınlık” Kavramı Üzerine

Tasavvuf düşüncesinde “aşkınlık” kavramının, insanın dünyevi benliğini aşarak ilâhî hakikate ulaşma çabasını kapsayan çok katmanlı bir kavram olduğu söylenebilir. Bu...
Devamını oku
Tasavvufta “Aşkınlık” Kavramı Üzerine

Ütopya Kurmak ya da Godot’yu Beklemek

Yapım yılı 1966 olan Orson Welles imzalı filme adını veren “A man for all seasons” deyimi Türkçe’ye ironik bir şekilde “her devrin adamı” olarak çevrilir. Bu ironiktir, çünkü filmin içeriği ile ismi birbirini reddeder. Türkçede “her devrin adamı olmak” ifadesi pek de hoş karşılanmayan bir özelliğe karşılık gelir. Her devrin adamı olmak, omurgasız olmaktır; her devir, her iktidar, her güç değişimiyle değişen insanları tarif eder. Oysa filmde anlatılan Thomas More’un [...]

Yazar: Hasan Atik|Kasım, 2024|Kategoriler: Yazılar|

Sanat ve Özgürlük

Modern dünyada düşüncenin ve buna bağlı her şeyin kendisine yaslanarak inşa edildiği teorik zemin, cogito’nun kendisi olmuştur. Kendini kendinden hareketle kuran, yalnızca kendine yaslanan öznenin varlığına bağlı ortaya çıkan bu yeni kavrayış içerisinde, dünyanın da doğruluğu öznenin hakikatlerine dayalı olarak tesis ve temsil edilir. Modern temsiliyet, düşüncenin hakikatlerinin dışarısını belirlediği yeni bir doğruluk zeminidir. Modern felsefeyi başlatan Descartes’ın, bir başlangıç ilkesi, daha çok bir arkhe olarak cogito’nun varlığını tespit etmiş [...]

Yazar: Sadık Acar|Kasım, 2024|Kategoriler: Yazılar|

Sophos Kimdir?

Sophos’un bir kişiliği var mıdır? Kimdir sorusu sorulabilir mi, yoksa “sophos” bir sıfat mıdır? Metinlere baktığımızda "sophos" ifadesi ilk olarak Platon’un külliyatında geçiyor. Phaedrus diyaloğunda (278 d) sophos’un ancak Tanrı’ya ait bir sıfat olabileceğini ifade eder Sokrates. Symposium diyaloğunda ise (219 a) Sokrates Alkibiades'e şöyle söyler: “Alkibiades sen bakırı altınla değiştirdin.” Burada İlyada’daki bir pasaja gönderme vardır (Hom. Ilyada. 6.236). Bu pasajda net olarak sophos'a bir gönderme yoktur ama Oğuz [...]

Yazar: Ozan Bilal|Ekim, 2024|Kategoriler: Yazılar|

İnsanın “İlahi Senaryo”daki Rolüne Dair

Derleyen: Defne Özdemir İlahi senaryonun amacını, bu senaryoya upuygun ve durmadan gerçekleşen öyküsündeki insanın rolünü, Üstatların dilinden, konunun akışına göre ve yazıyı olabildiğince makul uzunlukta tutmaya çalışarak en belirleyici cümlelerle sentezlemeyi denedim. Burada, ciltler dolusu içeriği olan ve insana dair böylesi önemli ve temel bir konuya eğilmemin amacı, sadece kavram örgüsü olan bir makale oluşturmak değil, daha ziyade konunun zevkini yansıtan ve sezgi uyandıran bir içerik oluşturmak oldu. Varlıkta sergilenen [...]

Yazar: Defne Özdemir|Eylül, 2024|Kategoriler: Yazılar|

Can Hiçle Hep Arasında

İnsan bir can tohumu olarak doğar. Onda bitimsiz bir süre içinde oluşturup geliştirerek canını yaşama özelliği vardır. Canını yaşama, birey olarak insanın ölümüne dek süren ucu açık bir süreçtir. Can, insanın bu gezegende var oluşunun anlam ve değerini duyarak kendini oluşturma serüveninin adıdır. Can için yaşam kutsaldır. Yaşamak bu kutsallığın hakkını vermek için karşısına çıkan belalarla, açmazlarla, sıkıntılarla baş etme çabasıdır. Bir göze alma tavrıyla yaşanır yaşam. Diridir, canlıdır, devingendir. [...]

Yazar: Ahmet İnam|Eylül, 2024|Kategoriler: Yazılar|
Go to Top