Sınır ve Adalet

Sınır, aslında ikiliğin ya da genel anlamıyla çokluğun olduğu yerde yani yaşamın her alanında karşılaştığımız ve deneylediğimiz bir olgudur. Yaşadığımız evrende zaman ve uzay belirlenimleri olarak, dünyada ülkeleri ve ulusları birbirinden ayıran gerçeklik olarak, ülke içerisinde coğrafi bölge ve şehirler olarak, toplumsal yaşamda düzeni oluşturan kısıtlamalar ve koşullar olarak, kendi [...]

Yazar: Suna Öztürk|2025-08-07T08:15:24+03:00Ağustos, 2025|Kategoriler: Yazılar|

Sanata Dair

Alıntılayan: Ayfer Akbaşoğlu Güzel sanatı uzak bir kaidenin üzerine koyarak yüceleştirmiş etmenler, sanatın kendi alanı içinde doğmadıkları gibi, etkileri de sanatlarla sınırlı değildir. Birçok insan için, “manevi ve ideal” olanı bir huşu ve gerçekdışılık aurası sarar. “Madde” ise, aksine, değersizleştirici bir terim halini almış, kendisi için mazeret veya özür dilenmesi [...]

Yazar: Ayfer Akbaşoğlu|2025-07-31T22:56:34+03:00Temmuz, 2025|Kategoriler: Yazılar|

Doğa, Hijyen ve Beslenme Üzerine

Doğamızı ne kadar ve neye göre tanıyoruz? Doğaya ilişkin bilgi ve farkındalığımızın sınırlarını sorgulamak, günümüz yaşam biçimlerinin doğayla ilişkisini anlamak açısından kritik öneme sahiptir. Özellikle içinde bulunduğumuz mekânlar ve kullandığımız maddeler, doğayla olan bağımızı doğrudan etkiler. Örneğin, istirahat ettiğimiz mekânların doğaya uygunluğu üzerine düşünmeliyiz. Fayans, cila gibi yüzey malzemeleri ve [...]

Yazar: Muhammet Varer|2025-07-31T22:53:22+03:00Temmuz, 2025|Kategoriler: Yazılar|

Neşet Eden Varlık, Varlık’tan Neşet Eden veyahut Neşet Ertaş’ın Türkülerinde Varlık

İnsan aşıkken cennettedir, cennette değilse aşık değildir.[1] Cenneti bu dünyada nasıl tasavvur edersin deseler; anne karnında derim.[2] Aşkın ateşinde “aşk”la tanışılan o yer.[3] O cennette insan yoğrulur. Mayası sevgidir; anne sevgisi. “Bir anadan dünyaya gelen yolcu” Yolcu, Neşet Ertaş’ın kendi düşüncesi, duygusu, hissettikleri içinde, bir ruhun dünyaya gelişinden gidişine kadar [...]

Yazar: Hasan Atik|2025-08-17T11:35:50+03:00Mayıs, 2025|Kategoriler: Yazılar|

Can Hiçle Hep Arasında

İnsan bir can tohumu olarak doğar. Onda bitimsiz bir süre içinde oluşturup geliştirerek canını yaşama özelliği vardır. Canını yaşama, birey olarak insanın ölümüne dek süren ucu açık bir süreçtir. Can, insanın bu gezegende var oluşunun anlam ve değerini duyarak kendini oluşturma serüveninin adıdır. Can için yaşam kutsaldır. Yaşamak bu kutsallığın [...]

Yazar: Ahmet İnam|2024-09-21T11:03:16+03:00Eylül, 2024|Kategoriler: Yazılar|

İnsanın “İlahi Senaryo”daki Rolüne Dair

Derleyen: Defne Özdemir İlahi senaryonun amacını, bu senaryoya upuygun ve durmadan gerçekleşen öyküsündeki insanın rolünü, Üstatların dilinden, konunun akışına göre ve yazıyı olabildiğince makul uzunlukta tutmaya çalışarak en belirleyici cümlelerle sentezlemeyi denedim. Burada, ciltler dolusu içeriği olan ve insana dair böylesi önemli ve temel bir konuya eğilmemin amacı, sadece kavram [...]

Yazar: Defne Özdemir|2024-09-21T10:48:44+03:00Eylül, 2024|Kategoriler: Yazılar|

Sophos Kimdir?

Sophos’un bir kişiliği var mıdır? Kimdir sorusu sorulabilir mi, yoksa “sophos” bir sıfat mıdır? Metinlere baktığımızda "sophos" ifadesi ilk olarak Platon’un külliyatında geçiyor. Phaedrus diyaloğunda (278 d) sophos’un ancak Tanrı’ya ait bir sıfat olabileceğini ifade eder Sokrates. Symposium diyaloğunda ise (219 a) Sokrates Alkibiades'e şöyle söyler: “Alkibiades sen bakırı altınla [...]

Yazar: Ozan Bilal|2024-10-25T05:48:24+03:00Ekim, 2024|Kategoriler: Yazılar|

Sanat ve Özgürlük

Modern dünyada düşüncenin ve buna bağlı her şeyin kendisine yaslanarak inşa edildiği teorik zemin, cogito’nun kendisi olmuştur. Kendini kendinden hareketle kuran, yalnızca kendine yaslanan öznenin varlığına bağlı ortaya çıkan bu yeni kavrayış içerisinde, dünyanın da doğruluğu öznenin hakikatlerine dayalı olarak tesis ve temsil edilir. Modern temsiliyet, düşüncenin hakikatlerinin dışarısını belirlediği [...]

Yazar: Sadık Acar|2024-11-06T11:06:56+03:00Kasım, 2024|Kategoriler: Yazılar|

Ütopya Kurmak ya da Godot’yu Beklemek

Yapım yılı 1966 olan Orson Welles imzalı filme adını veren “A man for all seasons” deyimi Türkçe’ye ironik bir şekilde “her devrin adamı” olarak çevrilir. Bu ironiktir, çünkü filmin içeriği ile ismi birbirini reddeder. Türkçede “her devrin adamı olmak” ifadesi pek de hoş karşılanmayan bir özelliğe karşılık gelir. Her devrin [...]

Yazar: Hasan Atik|2024-11-26T20:41:34+03:00Kasım, 2024|Kategoriler: Yazılar|
Go to Top