Paschimottanasana – Oturarak Öne Doğru Eğilme – Seated Forward Fold

Enerji akışını dengeleyen mükemmel bir duruştur. Yin tarzı yogada “Caterpillar (Tırtıl)” duruşu olarak bilinir. Bu pozda esnemesini istediğimiz bölgeler: bacaklarımızın arkasındaki kaslar (hamstringler), omurga ve sırt kasları. Yerde bacakları birbirine yakın uzatıp (dandasana) oturarak dümdüz bir sırt ile poza başlıyoruz.  Bedenin üst kısmı yukarıya doğru uzuyor; birkaç derin nefes alarak [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-08-08T15:50:46+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Sayı 02 | Temmuz 2010|

Burhan Oğuz Hocamızın Anısına: Belkemikli Omurgalı Aydın

(Türk Kültür Tarihçisi ve Mühendisi -1 Mart 1919, İstanbul - 18 Şubat 2009, İstanbul) Sanatçı ve bilim adamı hem yaratı eylemiyle hem de vatandaş eylemiyle aydın sıfatı kazanabilir. Önemli olan, sanatçı ve bilim adamı kişiliğiyle aydın kişiliğinin çelişmemesi, örtüşmesidir. Hem yaratı eylemi hem de vatandaş eylemi bakımından aydın sıfatıyla çelişen [...]

Yazar: Hulusi Akkanat|2024-08-08T15:54:55+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Kavramsal, Sayı 02 | Temmuz 2010, Sayı 65 | Şubat 2016|

Sevgi

Eğer sevgin yok ise, yalnızlardan yalnızsın, Eğer sevgin var ise, herkesle barışıksın. Sen sev ki sevilesin, sevgisiz kim sevilir? Sevgisi olmayanı, bu âlemde kim bilir? Sevmeyen insan olmaz, ister söylesin eygi, Sevmeyenden ne çıkar, her şeyin başı sevgi. Sevmeyen yalnız kalır, zannetme ki överler, Eğer sevilmiyorsan, sen sev seni severler. [...]

Yazar: Ahmet Bobaroğlu|2024-08-08T15:53:55+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Sayı 02 | Temmuz 2010|

Bir Gönül Adamı: Şeyh Abdülaziz Buhari

“Güçlü olmak demek, karşısındakinin şiddetini ve öfkesini, sevgi ve anlayışa dönüştürebilmek demektir... İşte gerçek cihad budur.” Abdülaziz Buhari (1949 - 2010)   Onu Aşure sayesinde tanıdık. Metin Bobaroğlu ve Ayşe Acar’ın kadim bilgelik üzerine sohbetleri ile gerçekleşen Aşure programının “Kudüs” adlı bölümünde, kendisine özgü hoş bir şiveyle Türkçe konuşan, konuşurken [...]

Yazar: Nurgül Demirdöven|2024-08-08T15:48:03+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Sayı 02 | Temmuz 2010|

İslâm ve Bilim

İnsanoğlu’na ilk emir olarak “Oku” diye seslenen İslâm dini, Varlık’ın Allah’ın âyeti olarak, insan üzerinde tefekkür etsin diye yaratıldığını ifade etmiştir. Bu gayeyle “bilenlerle bilmeyenlerin bir olamayacağını” vurgulamış ve bilgi’nin insanlar arasındaki içtimaî-manevî hiyerarşi için bir referans noktası olduğunu belirtmiş; insanları daima “Yer ve Gökler ile arasında bulunanlar hakkında tefekkür [...]

Yazar: İhsan Fazlıoğlu|2024-08-08T15:49:59+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Sayı 02 | Temmuz 2010|

Sanattan Dine Avangart Bir Geçiş

Bu yazımda avangart kavramının literatürdeki tanımına girmeyeceğim. Onu zaten okurun belleğinde hazır ve nazır olarak kabul ediyorum. Yine de kısaca değinirsem, kavramın şimdiki tanım(lar)ı, başka pek çok kavram ve olgu gibi henüz kendi içinde kendi birliğini kurmuş değildir. Ama avangart’ı avangartça betimlemek gerekirse, onu Nasreddin Hoca’nın, bir kulenin nasıl inşa [...]

Yazar: Kaan Demirdöven|2024-08-08T15:49:21+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Sayı 02 | Temmuz 2010|

Özümüz Kökümüz

Yaşam iradesi denen bir şey var. Herhangi bir canlı kendi canlılığını devam ettirebilmek için en azından organlarını bu yolda kullanmak zorunda kalıyor. Bir böceğin, bir kuşun bile doğal davranış olanaklarını kısıtladığınızda nasıl çırpındığını görebilirsiniz. Ters dönmüş bir tosbağa ya da sırtüstü düşmüş bir hamamböceğinin ayakları üzerine dikilmek için telaşına bir [...]

Yazar: Mustafa Alagöz|2024-08-08T15:48:44+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Sayı 02 | Temmuz 2010|

Farklı Din ve Kültürlerde Oruç

Kültür, “insan-doğa” ve “insan-insan” ilişkisinde, insan emeğiyle üretilmiş yaşam diye tanımlanabilir. İnsan yaşamında en kapsamlı olgudur kültür. Bir bakıma kültür, insan için ikinci doğa gibidir; her insan tarihin belirli bir döneminde, belirli bir yerde, belirli bir kültürün içine doğar ve onun tarafından biçimlenir. Kültür, deneyim yoluyla ve bilincin gelişmesiyle paralel [...]

Yazar: Metin Bobaroğlu|2024-08-08T15:47:19+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Sayı 02 | Temmuz 2010|

Kadim Bilgeliği Yeniden Keşfetmek

Aydınlatma değil ama bir “aydınlanma vakfı” olarak amacımız, her şeyden önce kendi üzerimize dönmektir. Her etki bir tepkinin, her olgu bir etkileşimin eseridir şüphesiz, yine de ötekini yargılamadan evvel kendine dönüp bakmalıdır insan. Ya da daha açık bir ifade ile, insan, dönüp kendisine bakandır. Ve Fernand Schwarz’ın eserine uygun bulduğu [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-08-08T15:46:36+03:00Ekim, 2016|Kategoriler: Sayı 02 | Temmuz 2010|
Go to Top