
- Keykâvus isimli İran padişahı döneminde geçen bir mit.
- En yetkin ve güvenilir kişi Zal isimli pehlivan.
- Zal’ın oğlu tüm zamanların en güçlü genç savaşçısı Rüstem (Rostam) ve onun ayrılmaz yoldaşı, beyaz atı Rahş (Rakhsh).
Hilekârlık sembolü beyaz dev (Div), çok güçlü ve muktedir olan padişahı, “Mazenderan’da (İran’ın kuzeyinde, Hazar Denizi’nin güneyinde halen çok yeşil ve verimli bir bölge) büyük zenginlikler seni bekler ve orayı alırsan zenginliğin artar,” vaadiyle kışkırtır.
Keykâvus ve buyruğunda olan ülke zaten zengindir ancak bu mitte kendisi hırsı, dev ise vesveseyi simgeler.
Savaş başlar ancak fetih başarısızlıkla sonuçlanır. Padişah ve ordusu ile saraylıların hepsi esir düşerler. Beyaz dev bir tılsımla hepsini kör eder. Ülkedeki herkes kör olur (gerçeğe kör). Şah ve halk ıstırap içindedir.
Zamanın en bilinen pehlivan bilgesi olan “Zal”dan yardım istenir. Zal’ın genç oğlu Rüstem padişahı kurtarmak için gönüllü olur. Kendisi çok güçlüdür ve birçok savaşta galip gelmiştir ancak genç ve toydur.
Mazenderan’a gidebilmek için 7 zorlu aşamadan geçmelidir.
- Birinci Aşama: Aslanı Öldürmek
Rüstem yola çıkar. Efsanevi beyaz atı “Rahş” ile hiç dinlenmeden gece gündüz iki gün durmadan yol alır. Sonunda çok yorgun ve aç olduğunu hisseder. Yeşil bir ovada ara verir, avlanır, yemeğini hazırlar, yer ve yorgunluktan çok derin bir uykuya dalar. Bu sırada ovadaki vahşi aslan onlara yaklaşır.
İran’ı simgeleyen eski semboller arasındaki bitkilerden nilüfer çiçeği, hayvanlardan dağ keçisi ve at ön plandadır. Bir görüşe göre at, hep bu ovalarda vardır. İran’dan doğuya, Hindistan’a, batıya Avrupa’ya, güneye Arabistan’a ve güneybatıya Afrika’ya buradan yayılmıştır. Eski İran kültüründe at, çok değerli ve özeldir.
Rahş, Rüstem’in atı; öykünün bu bölümünde Rüstem kendini ihmal edip, konsantrasyonunu kaybedip, derin uykuya daldığı sırada uyanık kalan önsezisi yüksek farkındalığını simgeler. Diğer bir görüşe göre yolun daha başındayken işe koyulmak zor gelir, tembellik ve işten çekilme hali uyuyan Rüstem’dir.
Bu aşamada savaş, aslan ve at (Rahş) arasında geçer. At toynaklarıyla aslanı ezerek öldürür ve sahibini rahatsız etmemek için onu uyandırmaz. Rüstem ise uyanıp olaya vakıf olduğunda atına kızar ve ona bir şey olsaydı görevini tamamlayamayacağını anlatır. Aslında önsezilerin tek başına hareket ettiğinde başarısız olursa üst benliğin de yola devam edemeyeceğini anlatır.
- İkinci Aşama: Su Pınarını Bulmak
Yolda Rüstem ve Rahş kurak bir çölden geçerler. Zamanla sıcak ve susuzluktan bitap düşerler. Birçok serap peşinden koşarlar ancak su bulamazlar. Sonunda Rüstem bir kuzu yavrusu görür ve o hayatta kaldıysa suya nasıl ulaşılacağını bilir diye düşünür. Kuzuyu takip ederler ve su pınarını bulurlar. Burada seraplar ve katılaşmış inanışlardan vazgeçmek, yeni idealar ve yeniliklere açık olmak ve kazanmak için aklını kullanıp mantık yürütmek simgelenmiştir. Bir diğeri ise kuzunun masumiyeti simgelemesidir ve masumiyet kurtarıcıdır. Burada ayrıca İsmail’i kurtaran kuzu ve insanlığı kurtaran İsa sembolizmaları ile ortak bir yan da düşünülebilir.
- Üçüncü Aşama: Ejderha ile Savaşmak
Ejderha; kibrin, kendini beğenmenin, kendini büyük ve farklı görmenin simgesidir.
Rüstem yolda, yine bir ovada mola verir ve uyur. Ancak bu defa Rahş’ı uyarır ve bir tehlike durumunda onu uyandırmasını ister. Ejderha ortaya çıkar ve Rahş (önsezi, uyanıklık, farkındalık) hemen Rüstem’i uyandırır. Rüstem uyanınca ejderha ansızın kaybolur (yerin altına girer). Rüstem kızarak tekrar uyur, yine ejderha ortaya çıkar ve at yine kişner. Bu olay 3 defa tekrarlanır. Rüstem bu anlamsızlığın devam etmesi durumunda Rahş’ı öldürebileceğini söyler ve tehdit eder. Rahş’ın kafası karışmıştır (mantık ve üst akıl tam devredeyse ön seziler geri plana düşebilir). Sonunda Rüstem uyur gibi yapar ancak uyumaz ve ejderha ortaya çıktığında onu görür (ancak uyanık kalmak kibir görülebilir). Bu savaşta rakip çok güçlüdür ve Rüstem ile Rahş ancak ikisi iş birliği yaptığında ejderhayı önce kör edip sonra da öldürmeyi başarabilir.
Bu savaşın sonunda Rüstem öfkesini görebilmesi, ona yenik düşmemesi ve kontrolden çıkmaması için tanrıya (İzed, İzid) yalvarır. Çünkü öfkenin etkisi altındayken her şeyin aynı göründüğünü, doğruyu yanlıştan ve gerçeği sahteden ayırt edemeyeceğini fark etmiştir.
- Dördüncü Aşama: Cadıyı Öldürmek
Yolda çiçekler içinde yemyeşil, akan suları ve bol yemişleri olan bir vadide mola verirler. Rüstem savaşçılığı yanında iyi bir sanatçı ve müzisyendir. Tamburunu çıkarır ve çalıp söylemeye başlar. Zor hayatından ve önündeki maceralardan yakınır. Vadide yaşayan kötü cadı müziğin sesini duyar ve kendini sihirle çok güzel genç bir kadına dönüştürüp yanlarına gelir. Cadı, gerçekliği olmayan vaatleri, dogmaları ve hurafeleri simgeler. Rüstem’in şarkısında Yazdan (Yezdan) adı geçer ve bu adın ortaya çıkması ile sihirler bozulur. Çirkin cadının gerçek yüzü ortaya çıkar. Yanlış inançlar ve hurafeleri yenmenin simgesi olarak cadıyı ortadan ikiye ayırır.
- Beşinci Aşama: Sınır Korucusu Owlad (Ulad) ile Savaş
Yine yolda güzel bir ovada mola verirler ve Rahş otlamaya başlar. Bölgenin korucusu savaşçı Ulad isimli kumandan; sahip olduğu iktidar ve güç tarafından kendi gerçekliğine kör olmuş (basireti kapanmış, öngöremeyen) bir karakterdir. Ulad Rüstem’i tanır ve gücünü bilir. Yine de ona saldırır ve bu savaşta Rüstem galip gelir. Ancak Ulad’ı öldürmez ve onu esir alır. Bu, Şehname’nin genelinde tüm destanlarda geçerli olan bir kavramdır. Güç, iktidar ve kudret öldürülemez, yok edilemez ama kontrol altına alınabilir. Başına buyrukluk esir edilir ve o güçten kılavuzluk istenir, bilgeliğinden rehberlik talep edilir. O da yardım eder.
- Altıncı Aşama: Erjeng İsimli Div’i Yenmek
“Div” İran kültüründe dev değil, iri, benekli, boynuzlu insan formunda olup, kötülüğe hizmet eden güçlü, hilebaz, yalancı şeytani iblisler veya yaratıklardır. Erjeng (Arzhang) pers edebiyatında ünlü, çok bilinen, rengarenk veya bukalemun gibi renk değiştirebilen bir karakterdir. Dolayısıyla iki yüzlü, kandırıcı, entrikacı, umutsuzluk yaratmak için hilekarlığa başvuranı temsil eder. Ancak zekâ ve açık görü ile bu hilelerin üstünden gelinebilir.
Rüstem bu sınavdan da geçer, Erjeng’i yener ve son aşamaya geçer.
- Yedinci Aşama: Beyaz Div’i Öldürmek
Beyaz Div 7 dağın arkasında saklanır. Yani tüm kötülüklerin toplamı ve her 7 aşamanın tamamını simgeler. İşi, bilgisizlik ve cehaleti yaymak ve aynı zamanda zorbalık ile kazanmaktır. Onu güçle yenmek mümkün değil. Tefekkür ve gözlem (açık görü) ile bu düşmanla mücadele etmek gereklidir. Beyaz Div gündüzleri (aydınlıkla) saklanır ve uyur. Geceleri ise (karanlık ve cehalet) uyanmış olur ve bu durumda yenilmezdir, herkesi alt edebilir. Rüstem günlerce onu izler, ışıkta güçsüz ve dirençsiz olduğunu keşfeder ve aydınlıkta onu öldürür. Div’in özü (ciğeri) insanların cehaleti ve gerçeğe olan körlükleridir. Rüstem Div’in ciğerini söker ve tılsım bozulur. Padişah ve halkın görüsü yerine gelir, körlükleri geçer.
Rüstem en baştan güçlü ve savaşta becerikli bir pehlivandır. Ancak gençliğinde çıktığı serüvende onu farklı yedi bilinç farkındalığı mertebesinden geçirir ve görevini tamamladığında bilge, güçlü ve yenilmez savaşçıya dönüşümünü tamamlar.