Okuma süresi: 1.50 mintue

ben resimleri sever mi oldum
hangi resimleri sever mi oldum
zemherisinde alev alev gözleri
konuştuğunda duyulmayan sözleri
acılar sürünüp gül bahçelerinden
kendini şişelere saklayan resimleri
kendini yıldızlara asan
kendini yerlere çalan
kırılan umutlarını bir mozaik gibi
ufkunun uçurumuna seren
ve perakende perakende ölümleri düşleyen resimleri
sever mi oldum

ben ne idim, ne idim
ben desem ben değildim, kimse desem kimse değildim
ya kimdim ben, kim değildim
bilmem ki başıma hiç gelmedi, başıma hiç gelmedi
hiç gelmedi o geceki
bir yüzün utançta eskimişliği

o ise bir resimdi, doğrusu ya daha çok bir resme benzerdi
kendini çizen, kendini boyayan
yüreğinde kırmızı karanfil taşıyan bir resme benzerdi
ne zaman uzatsa penceresinden elini-hangisindeyse sıra-
hop! o yıldızın rüyası avuçlarında
bir sohbet ki, sabahlar gecelik giymezdi
bir şefkat dilencisinin bakışına da benzerdi
gönlümden çal aklımı diyen sesi
ve sonra usulcacık girerdi bir güvercinin uykusuna
ki; dedi ki o gece bana
parmakları sedef bir tarak gibi, saçımı okşasana
nasıl unuturum, ah! nasıl unuturum
anlatamasam da bir resim gibi düşünüp dururum ben

güneşi eteğinde saklayan gün gibi
açarken gözlerini sevinçten
serçeler, martılar, kırlangıçlar -ve daha ne varsa yuvada-
havalanıverirdi birden
bakar kalırım, şaşar kalırım, bir mucizeyi nakşedercesine donar kalırım

gözleri, ah! gözler ki
bir resmin tüm incelikleri

işte o geceydi
doğrusu ya zorlu ve sinsi sorularıyla karanlık bir bilmeceydi
harf harf, hece hece büyüdü sildi düşüncelerimin satır aralarını tutup atamadım
uzandı zehirli kolu, bir mengene oldu, sardı içimdeki boşluğu kurtulamadım
kutup yıldızıma baktım, başkalarına yol gösteriyordu
sesimi duyuramadım

olan oldu
çözdü kendini bilmece
doldu içime şehvetin o tanıdık kokusu
ve düştü resim

gözleri, ah! gözleri ki
vakitsiz bir bağ bozumu

Sedat Sarıbudak
+ Son Yazılar