Mardin son yıllarda yeniden keşfettiğimiz bir şehir…
Kentçilik bilinci, kentsel estetik, bir düşünce ve üretim alanı olarak öne çıkıyor; çözülmesi gereken sorunları, korunması gereken mekânlarıyla büyük şehirler ve metropoller her an gözümüzün önünde duruyor. Ama Mardin şehri de, göç alan değil, göç veren bir yer olmasına rağmen, özellikle mimarî açıdan yeniden doğuyor. Anadolu’da adetâ baştan keşfedilmesi gereken bir vaha olarak beliren Mardin, binalarıyla, sokaklarıyla, yapılarındaki işlemeleriyle olduğu kadar, tarih boyunca burada yaşayan medeniyetlerin izlerini korumasıyla, burada yaşayan medeniyetlerin izlerini korumasıyla, burada yaşayan farklı kimliklerden insanların ortak bir yaşama kültürü oluşturmasıyla ve günümüzün ağır sosyal koşullarının en çok hissedildiği yerlerden biri olmasıyla da dikkatleri üzerine çekiyor.

Melek Nuhoğlu’nun “İnançların ve Kültürlerin Kalesi: Mardin” başlıklı sergisinden

Melek Nuhoğlu
+ Son Yazılar