Propriosepsiyon: Eklemlerin boşluktaki pozisyonunu, konumunu, hareketini algılama duyusudur. Sinir-kas kontrolünün sağlanması için gerekli motor planlamaya ve kas refleksine katkıda bulunarak dinamik eklem stabilitesini sağlayan duyudur.
Proprioseptif duyu: Vücut farkındalığı olarak da adlandırılabilir. Kaslarda ve eklemlerde yer alır ve vücudumuzun nerede olduğunu söyler. Bununla birlikte vücut parçalarının nerede olduğu ve nasıl hareket ettiklerine ilişkin bilgi verir.
Günlük yaşamımızda hep beş duyudan bahsederiz, bir de farkında olmadığımız ama her an kullandığımız bir altıncı duyumuz vardır. 1890’larda Sherrington bu kavrama, dış algı (exteroception) ile iç algı (interoception) kavramlarından ayırmak amacıyla özduyum (proprioception) adını vermiştir. Biz, bedenlerimizi bize uygun, “bize ait” algılamak için özduyum’a, propriosepsiyon’a ihtiyaç duyarız.
Bir adı da “gizli duyu” olan özduyum, vücudumuzun hareket edebilen bölümlerinden gelen ve onların pozisyonunu, gücünü ve hareketlerini devamlı kontrol edip düzelten, ama otomatik ve bilinçsiz süreçler oldukları için de bir şekilde bizden gizli kalan sürekli duyumsal akış için kullanılan bir kavramdır.
Bu özduyum, eklemlerden, kaslardan hareket anımızda bize o anki pozisyon bilgisini verir. Aldığımız bilgi ile bir sonraki hareketimizi ayarlarız ve bunu aralıksız olarak yaparız. Mesela kapıya çarpmadan geçmemizi sağlayan sistem budur. Ardışık hareketlerimizi bu duyu aracılığıyla yaparız. Ancak bu duyu bize ilginç bir şey daha kazandırır: bedenimizin “ben” olma bilincini. “Ben” dediğimizde bedenimize atfederiz. Bedenini hissetmenin sorgulanamazlığı, şüphe edilmezliği bilginin ve kesinliğin temeli olarak görülmüştür. “Ben” bilincimizi bedene atfettiğimiz sürece varlığımızdan şüphe etmeyiz.
Özduyum taşıyan sinirlerdeki tahribat nedeniyle özduyum yitimi yaşayan bir vakadan bahsedilir. Duyularıyla sürekli olarak sağlamasını yapmadıkça, bedeninin varlığını hissetmeyen bir vakadır bu. Anlık bedensel durum bilgisini elde edemeyen bu hasta ellerini bir yere koymakta ama başka bir yerde bulmaktadır. O yüzden gözleriyle her zaman, aralıksız olarak kollarını takip etmek zorundadır, nerede olduklarını bilmek için. Aynı şekilde ayaklarına bakmadan yürüyemediği için gözlerini ayaklarından ayırmadan yürümeye çalışmaktadır, çünkü bakmadığı anda yere yuvarlanır. Beden, kendini göremez durumda ve kendine duyarsızdır. Hastanın kendi durumuyla ilgili algısı ve yorumu ise çok çarpıcıdır: “Sanki ölmüş gibiyim.”
Özduyum bedenin kendini görme yoludur. Bunu kaybedince kişi bedenini de kaybetmiş gibidir ve bunu telafi etmek için bütün gücüyle görme duyusunu, özduyumunun sağlamasını yapmak için kullanmak durumunda kalmaktadır.
Kant, duyumu, onu algılayanla yakın ilişki içinde ele alır ve duyumla duyumu algılayan arasında zorunlu bir bağlılık olduğunu öne sürer.
Felsefeci Husserl ben’i “…çeşitli yaşantılar üstünde yer alan özgül bir şey olmayıp, bu yaşantılar arasındaki bağlılığın meydana getirdiği birlik…” olarak tanımlar.
Doç. Dr. Sultan Tarlacı bu tanımı şu şekilde açıklamaktadır: “Günlük yaşamımızdaki zihin ve bilinç hallerimiz bir kez oluştuğunda, oluştuğu yerde kalmaz ve ‘şimdi’ içinde oluşan zihinsel benlik durumumuz daha önceki benlik durumunun bir devamıdır. Şimdiki benliğimiz ise daha sonra oluşacak benlik durumunun öncelidir. Bu ardışıklık ve devamlılık bizde bütüncül ve devamlılık gösteren bir ben hissi uyandırmakla beraber içsel bir zaman akışı da oluşturur. Zihinsel olaylar görsel, işitsel, dokunsal, derin duyu, tat ve koku gibi dış dünyadan gelen uyarımlarla devamlı bir etkileşim halindedir. Bu şekilde içsel zihinsel durumlar, bedenden gelen duyumlarla birleşince ‘bedende bir ben yerleşimi’ ortaya çıkar. Elimi ve kolumu hareket ettirmeye niyetlendiğimde, içsel zihinsel durumum ve kol hareketim esnasında ortaya çıkan (on-line) derin duyunun, zihinsel süreçlerimle birleşmesi ‘bedenimdeki ben’de’ var olma deneyimi yaratır. Bu aynı zamanda eylem ortaya koyduğum zaman benden kaynaklandığını ve benim denetimim altında olduğunu hissetmeme neden olur.”
Kaynaklar:
Oliver Sacks, Karısını Şapka Zanneden Adam, Bedenini Yitirmiş Hanımefendi Öyküsü, YKB Yayınları
Doç. Dr. Sultan Tarlacı, “Benlik” yazısı
Proprioception kavramı, Wikipedia
Proprioception kavramı, Medical Dictionary