Okuma süresi: 7.32 mintues

Hat, Tezhip, Minyatür, Oyma ve Kakma gibi klasik ve geleneksel bir Türk sanatı olan Ebru’yu kısaca, su üstünde resim yapma olarak tanımlayabiliriz. Ebru, eskiden kitap ciltlerinde, yazı pervazlarının süslenmesinde; açık renkle yapılan hafif ebrular ise özellikle hat sanatında yardımcı unsur olarak kullanılmıştır. Halen bunu kullananlar bulunmaktadır.

Ancak, çağımızda ebru artık yardımcı unsur olmaktan çıkmış ve tek başına resim sanatı gibi değerlendirilmeye başlanmıştır. Sayıları az da olsa bu sanatı icra eden genç sanatçıların Ebruları, artık resim gibi duvarlara âsılmaktadır. Necmettin Oktay, Mustafa Düzgünman, Niyazi Sayın gibi bir evvelki neslin ebru ustaları, ebruyu tek başına çerçevelenir hale getirerek genç nesle bu yolu açmışlardır.

Tarihimizde bilinen en eski ebru, 1519 yılına ait olup doğuş yeri bilinmemektedir. 6. ve 10. Yüzyıllar arasında Çinlilerle birlikte kağıt yapımını bulan Türklerin, bu zaman içinde ebruyu buldukları sanılmaktadır. Ayrıca, ebrunun Hindistan’da veya İran’da yapılmaya başladığı iddiaları da vardır. Japonların da 700 yıl önce başlayıp bugün hala sürdürdükleri “Suminagashi” adlı su üzerinde kağıt boyama sanatları vardır. Teknik bakımdan ve alınan sonuç bakımından farklı özellikleri olan bu sanat, suda yüzdürülen hint mürekkebinin kağıda alınmasıyla icra edilir.

GELENEKSEL TÜRK EBRU SANATINDA KULLANILAN MALZEMELER

KAĞIT : Emici özelliği fazla ve mat olanları tercih edilir. Genellikle 60 – 80 gr. l.hamur kağıtlar ya da 2. , 3. hamur kağıtlar özellikle eskiyi seven kişilerce aranmaktadır.

TEKNE : Ebru yapımında tekne tabir edilen kaplar kullanılır. Bunlar alüminyum veya galvanizden yapılır. 4 – 6 cm. derinlikte ve genel olarak 35×50 cm. boyutunda tekneler tercih edilir.

KİTRE : Anadolu, İran ve Türkistan dağlarında yetişen Geven (Astragalus) türü dikenli bitkinin gövdesinden elde edilen, yapışma özelliği az olan bir zamk çeşididir. Bitkilerin çevresi temizlenir, geniş çukurlar açılır ve bitkiler saplarından kesilerek, özsuyunun akması sağlanır. Ayrıca bitkiler kesilmeden gövdesinden veya dalları arasından sızan ve havayla temas ederek katılaşan bitki özsuları da toplanır. Kitre, kozmetik ve tekstil sanayinde geniş kullanıma sahiptir. Piyasada aktarlarda bulunabilen kitrenin plaka halinde, beyaz ve topraksız olanları tercih edilmelidir. Yeni mahsul kitre kullanımı daha iyidir, daha fazla su kabul eder. Kullanılan su yumuşak olmalıdır, damıtılmış olması tercih edilir. Kitre yumuşak suda, her üç litrede 10-15 gr. olmak üzere iki gün bekletilir, tamamıyla çözülen yapışkan madde, bez bir torbadan süzdürülür ve kaplara doldurulur.

BOYA : Toprak boya denilen boyar madde grubu kullanılır. Toz halindeki bu boyalar madenidir ve doğal maden oksitlerinden çıkartılır. Türkiye bu tür boyalar açısından oldukça zengin bir ülkedir. Boyalar su ile çamur haline getirilip iyice ezilir ve daha sonra öd ilave edilerek kullanılır.

SIGIR ÖDÜ : Boyaların, kitreli suyun üzerinde durmasını sağlar ve birbirlerine karışmasını önler. Aynı rengin ve farklı büyüklükteki desenlerin değişik tonlarını ortaya çıkarır. Aynı zamanda boyanın kağıtta sabitleşmesini sağlar.

FIRÇA : Gül ağacının dallarından, sap ve at kuyruğu kıllarından oluşur. Gül ağacının tercih edilmesinin nedeni, küflenmemesi ve boyalar serpilirken parmağa vurulan darbelerde esnememesi ve parmağı acıtmamasıdır.
Yaşlı atın kuyruğu daha kalın telli olduğu için, daha çok tercih edilmelidir. Kalın telli kıllardan yapılan fırçalar daha uzun ömürlü olmaktadır.

EBRUNUN YAPILIŞI

Kitre ile yoğunluğu arttırılmış bir su hazırlanır, üzerine sulandırılarak ezilip sığır ödü katılmış toprak ve kök boyalar, at kılı ve gül dalından yapılmış fırçalarla serpilir. İnce uçlar, iğne ve taraklar yardımıyla çeşitli biçimler verilir. Su yüzünde yaratılan bu form üzerine kapatılan kağıda alınır. Havanın ısı ve rutubeti de uyumlu ise ebru başarılı olur.

“Ebru” teriminin nereden geldiği tartışmalıdır. Kimine göre, Farsça bulut anlamına gelen ` Ebr’ den türetilmiş `Ebri’ den; kimine göre de su ve yüzey anlamına gelen `Ab’ ve `Ru’ dan, kimine göre de, Çağatay dilinde `Hare gibi dalgalı kumaş’ anlamına gelen `Ebre’ den alınarak dilimize yerleşmiştir.

Ebru çeşitlerini; Battal Ebru, Gel-Git Ebrusu, Şal Ebrusu, Taraklı Ebru, Kumlu-Kılçıklı Ebru, Hafif Ebru, Somaki Ebrusu, Bülbül Yuvası, Hatib Ebrusu, Çiçekli Ebrular, Akkase Ebru ve Yazılı Ebru olarak sıralayabiliriz.

Avrupa ülkelerinin Ebru sanatını öğrenmesi 17.yüzyılda gerçekleşmiştir. Bunu uzun süre, `Türk Kağıdı’ diye isimlendirmişlerdir. Sonraları Fransızlar, Somaki Ebrusu üzerindeki mermeri andıran damarlar nedeniyle bu sanata “Papier Marble” , İngilizler ise “Marbled Paper” adını vermişlerdir, Araplar da damarlı kağıt anlamına gelen, “Varakü’1-Mücezza” sözcüğünü kullanmışlardır.

Bu sanat Batıda basılan ebru kağıtları ile duraklamışsa da, 20. yüzyıla kadar klasik tarzda yapılmaya devam etmiştir. Sonraları Avrupa’da ve özellikle Amerika’da eski teknik ve malzemelerin yerine yeni malzemeler kullanılarak modem teknikle yapılmaya başlamış, genel olarak “Marbling” adı altında birçok kitap yazılmıştır.

Son zamanlarda, unutulmaya yüz tutmuş bu geleneksel sanatımıza, bir grup genç sanatçı sahip çıkmış, kullanım alanını genişletip bu güzel sanatı eşarplar, kravatlar ve cam eşyalar üzerinde de icra etmeye başlamışlardır.

EBRU ÇEŞİTLERİ

BATTAL EBRU : Boyaların koyu renkten başlanarak, açık renge doğru fırça yardımıyla Kitreli su üzerine serpilmesiyle elde edilir. Boyalar daha sonra kağıda geçirilir. Basit bir ebru çeşidi gibi görünmekle birlikte, boyaların yüzeyde eşit miktarda ve büyüklükte dağılmasını sağlamak, özellikle ebru yapmaya yeni başlayanlar için pek de kolay olmamaktadır. Diğer ebru çeşitlerine geçebilmek için önce Battal Ebruyu doğru yapmak gerekir

GEL – GİT EBRUSU : Battal Ebru yapıldıktan sonra ince bir çubuk yardımıyla üzerine paralel çizgiler çekilerek oluşturulur.

ŞAL EBRUSU : Gel-Git Ebrusu yapıldıktan sonra yine ince bir çubuk yardımıyla enine üç adet, boyuna da iki adet ( S ) harfi, bunların aralarına da istenildiği gibi kavisler çizilerek hazırlanır.

SOMAKİ (MERMER) EBRUSU : Gel-Git veya şal Ebrusu üzerine fırça yardımıyla Battal Ebru yapılarak elde edilir.

TARAKLI EBRU : Ebru teknesinin eninden 5 mm. küçük tahtalarla, belli aralıklarla dizilmiş toplu iğne, tel veya ince çivi ile hazırlanan taraklar kullanılarak yapılır. Önce Gel-Git Ebrusu oluşturulur, daha sonra Gel-Git enine hazırlandıysa boyuna, boyuna hazırlandıysa enine tarak yardımıyla tarama yapılır. Eğer istenirse üzerine enine veya boyuna ” S ” harfleri çizilerek taraklı şal ebrusu oluşturulur.

HAFİF EBRU : Üzerine daha sonra yazı yazmak için oluşturulan, renkleri
soluk ve cansız ebrulardır. Burada yazı ön plana çıkar. Hazırlanan kitreye su ilave etmek ve boyalara da damlalık yardımıyla öd ve su, ilave edilerek oluşturulan malzemeyle yapılır.

AKKASE EBRU : Arap zamkı kullanılarak hafif Ebrunun bazı kısımları kapatılır. Sonra daha koyu bir ebru yapılır. Arap zamkı sürülen yerler ikinci boyaları almazlar, boş kalan bu yerlere daha sonra yazı veya Tezhip yapılabilir.

KUMLU-KILÇIKLI EBRU : Tekne iyice kullanıldıktan sonra dibinde kalan kitreden bu çeşit ebru yapılır. Kitrenin kirlenmesiyle oluşan mukavemet ve boyadaki su oranının az olmasıyla, teknede boyaların çatlaklar oluşturmasıyla elde edilir.

YAZILI EBRU : Arap zamkıyla yazılan yazıların olduğu kısım boya almaz ve o bölüm boş kalır. Yazılı Ebruyu hem Hat hem de Ebru sanatı ile uğraşan sanatçılar yapmışlardır.

HATİP EBRUSU : Zemine Battal Ebru yapılır, sonra Hatip Ebrusunda kullanılacak renkler seçilir. Tekneye boyuna ve enine dört-beş adet eşit aralıklarla boya damlatılır, içlerine diğer renkler de aynı şekilde damlatılır. Burada boyaların çaplarının eşit olmasına dikkat etmek gerekir. Daha sonra üzerlerine çubuk yardımıyla şekil verilir.

ÇİÇEKLİ EBRULAR : Zemine Battal Ebrusu yapılıp üzerine çubuklar yardımıyla lale, gelincik, karanfil, papatya gibi çiçekler yapılarak hazırlanır.

Nimet Özata
+ Son Yazılar