Hakk sûretidir âlem-i imkân ile Âdem,
Bundan güzeli nerde ki Cennet’te mi sandın?
Her yer ne güzel menba-ı hüsn, insan güzeli,
Sen de bu cemâli, huri gılmanda mı sandın?
Her yerde, fakat arifin kalbindedir Allah,
Yoksa sen onu arz u semâvâtta mı sandın?
Dünya diyerek geçme sakın, burdadır her şey,
Mîzân ü sırât’ı mutlaka orda mı sandın?
Cennet ü dûzah, gamm u sürûr, zulmet ile nûr,
Yaptıklarının gölgesi hâriçte mi sandın?
Bilgin sana kıymet, talebin neyse osun sen,
İnsanlığı sâde yiyip içmekte mi sandın?
Hâlin ne ise müşteri sen oldun o hâle,
Noksanı meğer adl-i ilâhîde mi sandın?
Fikrim bu benim, virdim ise her lahzada âh,
Sen âh-ı ateş-sûzumu beyhude mi sandın?
Yeniler her âh ile Ken’ân ahd-i elesti,
Âhım acaba nefha-yı hâbîde mi sandın?
dûzah: cehennem
gamm u sürûr: hüzün ve sevinç
vird: sık sık ve devamlı okunan dua
âh-ı ateş-sûz: yakıcı ateşin âhı
ahd-i elest: bezm-i elest’te yapılan ahd
nefha-yı hâbîde: uyuyanın esneyişi