Okuma süresi: 4.6 mintues

Binlerce yıllık serüvene sahip bir geleneğin günlük yaşamı kapladığı ve bugün hâlâ dimdik ayakta durduğu, Tahtacı Alevi köylerinde gözlemlenebilen bir gerçektir. Balıkesir’in Zeytinli Beldesine bağlı Mehmetalan Köyünde ekmeğini ağaçtan çıkaran, ağacı kesmeden önce ondan özür dileyip rızalık isteyen Tahtacılar’ın günlük yaşamlarında pek çok ritüel bulunmaktadır. Esasında yaşamlarının tamamı bir ritüeldir demek daha doğru bir ifade olacaktır. Mehmetalan köyü Dedelerinden Emir Saltuksoy yaşayan geleneğe ait bazı örnekleri gazetemizle şöyle paylaştı:

“Köyde en heyecan veren olay düğünlerdir. Düğün bittikten sonra, gerdeğe girmeden önce birtakım ritüeller var, genç kızlarla delikanlılar bir yerde toplanıyorlar. Evli çiftler de bir yerde, sağdıcın babasının evinde toplanıyorlar. Gençler ise bayraktarın, bayrağı taşıyan kişinin evinde toplanıyorlar. Düğün biter bitmez akşamüzeri köyün genç kızları toplanıp bayraktarın evinde damadı banyoya sokup bir güzel yıkıyorlar. Saçını sakalını traş edip temizledikten sonra giydiriyorlar. Resmi bir kıyafeti var damadın, ihtişamlı bir kıyafet; cübbesi falan var, çok ihtişamlı yani. Bayraktarın evinde genç kızlar damadı hazırladıktan sonra genç erkekler ve dede de geliyor eve, dede’nin de bekâr olması lazım. Ben bekârlığımda çok dedelik yaptım, hep beni oturturlardı dede postuna. Başlar orada kızlar delikanlıları semaha kaldırmaya. Bu eş seçme törenidir. Genç kız hangi delikanlıyı semaha kaldırırsa eşini seçiyor demektir. Eşim Sabire ile ilk tanışmamız da öyle oldu. Beni kaldırdı semaha Sabire. Toplumun içinde bir delikanlının semaha kaldırılması çok saygın bir durumdur. Semaha geç kaldırılıyorsan bu zor bir durum. En sonuncu, yani 40. falan olmak çok utanç verici, süpürgeci diyorlar bu kişilere. Kızlar seçimlerine kimseyi karıştırtmazlar, kesinlikle özgürdürler.”

“Bir başka geleneğimiz de; çocuk doğar doğmaz hemen kırkıncı gününde kırkını yapıyorlar. Pilav yapıp yiyoruz. Sonra 1 yaşında yürümeye başladı mı, hizmet etmeye başladı mı hemen bir ikrar yapalım diyorlar. Vaftizle aynı şey galiba, yani çocuk hizmet ediyor ya artık, yalan yanlış iş yapar diye hemen cemaatin ortasında meydana geçiyorlar, sırtını sıvazlıyorlar, şaplak atıyorlar; sen hizmet ediyorsun yanlış iş yapma anlamında. Ondan sonra başı yürülüyor. Salman berber ya 12 hizmetten bir tanesi, cemaatin ortasında kafasını kazıyorlar, kurban tığlanıyor.”

“Bir de asker uğurlamamız var mesela, askere giderken yine cemaat huzurda toplanıyor. Askere gidecek çocuk, kardeşi veya musahibi geliyor. Önce anne baba yatıyor dedenin önüne, kucak kucağa yan yatarlar. Dede, ‘destur aman destur şah salmanı pak’ der, 3 kere soyler ve önce birinin sırtına şaplar, sıvazlar, sonra diğerinin. Sıra askere gidecek çocuk, kardeşi veya musahibinin oğluna gelir sonra. Tüm çocuklar hepsi gelir resmi kıyafetleriyle. En son 6 ay önce yaptık Hüseyin askere giderken. Tüm cemaatin huzurunda cemaat söz alır askere gidecek kişiden; nöbetlerime dikkat edeceğim, yanlış iş yapmayacağım diye. Ertesi gün sabahın erken saatinde bütün köy gelir köyün çıkışına kadar. Annesi askere giden gencin ayağının altından bir avuç toprak alır, sonra genç askerden dönünce annesi giyer üç beşlisini, oğlunu karşılar köyün girişinde ve o aldığı toprağı yerine bırakır.”

Ayşe Acar
+ Son Yazılar