Bu yazı hazırlanırken Brian Shellegrove tarafından yazılmış olan The Magic in your Hands adlı kitap referans olarak alınmıştır. Aktarılan fikirler yazarın görüşleridir.
Uzak doğu anlayışına göre bedenin dengesini etkileyen 7 adet enerji merkezi bulunmaktadır. Bunlar daire veya çark anlamına gelen şakralardır. Jung, şakraları insanlığın bilinç kapıları ve kosmosdan insan ruhuna akan enerjilerin geçiş noktaları olarak tanımlamaktadır.
Bu şakraları tanımladıktan sonra günlük yaşamımız ve bedenimizle ilişkilerini açıklamaya çalışalım.
Kök Muladhara (Base): Anus ile üreme organları arasında yer almaktadır. Omuriliği, böbrekleri ve bedenin bütün hücrelerini kontrol eder. Böylece fiziksel beden ve fiziksel dünyanın talepleri temsil edilir. Diğer bir deyişle yaşama dürtüşüdür. Fiziksel olarak ayakta kalmak ve kendisini devam ettirmek ile ilgili en temel işlemlerimizi içerir ve genel fiziksel sağlığımız buradan etkilenir.
Cinsel Svadisthana (Sacral): Bu, kuyruksokumu şakrasıdır. Cinsel hayat ve üreme ile ilişkilidir. Varlığın kişisel ve mahrem yönlerine aittir. Modern dünyada en sık biçimde kötü olarak kullanılan şakradır. Derin ilişkiler ancak bu şakra açık olduğunda gerçekleşebilir. Şakra yalnızca cinsel ilişkiye ait değildir, mahremiyetin açılması ve derin enerjilerin paylaşılarak geliştirilmesi ile de ilgilidir.
Karın Boşluğu Manipuraor (Solar Plexus): Bu terim pırlanta dolu anlamına gelmektedir. Bütün duygularımızın merkezidir ve yaşamın değerine katkıda bulunur. Modern insanın duygularını bastırma ve mükemmel olma çabası bu merkezin gelişmesini engellemektedir. Bu merkez doğru bir biçimde düzenlendiğinde akıl ve duygular arasında denge kurulmaktadır. Böbrek üstü bezleri bu merkezden etkilendiği için korku, stres ve buna bağlı olarak hazım sistemini düzenleyen merkez burasıdır.
Bu üç şakra fiziksel yaşamla aramızdaki ilişkiyi sağlarlar. Daha yüksek bir farkındalığa varabilmek için üç şakra uyumlu bir biçimde çalışmalıdır. Hz. İsa’nın dediği gibi: “Beden ruhun tapınağıdır.”
Kalp Anahata (Heart): Kalbin merkezidir. Maddi ve ruhsal dünyanın veya alt ve üst bilincin arasındaki kapıdır. Kalp sessiz sesin merkezidir. Kalpte kelimeler yoktur. Burada bahsi geçen fiziksel kalp değildir. Bu merkez sevginin yükseldiği yerdir. Duygusal değildir, çünkü duygular anlıktır. Batı toplumu sevgi ve duyguları birbirine karıştırır. Hâlbuki sevgi bir kapasitedir. Kalbin kalp ile olan sözsüz diyaloğu zamansızdır. Büyük filozoflar bu dünyada bulunmamızın ana amacının sevgiyi öğrenmek ve deneyimlerimizi sevginin aktarım gücüyle aktarmak olduğunu söylerler.
Kalp, onun içinden akmakta olan enerjiyi daha yüksek ve yeni bir frekansa çevirebilir. Bu ise yüksek bilinçtir. Böylece kalp şakrası alttaki üç şakra ile üstteki üç şakra arasında köprü kurar. Bu şakranın kapalı olması halinde maddesel dünyadan gelen olumsuz etkileri çözümsüz bırakırız ve böylece sağlığımız olumsuz olarak etkilenir. Duygusal, zihinsel ve ruhsal durumlarımız olumsuz bir halde kalır. Örneğin bağışlayamıyorsak bedelini ruhsal ve fizyolojik olarak öderiz.
Boğaz Vishuddha (Throat): Bize kendimizle ilgili yükselmiş bir farkındalık sağlar. Bizden gerçeği ifade etmemizi ister. Bu gerçeği ifade etmemizin bir bölümü kendi konularımızın, olumsuz davranışlarımızın ve dış dünyaya takındığımız maskelerin ne olduğunun anlaşılmasıdır. Bu şakrada aynı zamanda iradenin enerjisi saklıdır. Bu noktada artık ruhsal seviyeye geçilmiştir. Zihin ve ruh arasındaki ikilik, duality, sona ermiştir. Metabolizmanın işlevlerini ve stresi etkileyen tiroid ve paratiroid bezler bu merkezden etkilenir. Boğaz şakrası gerçeği ifade ettiğinde, 3. göz açılır ve gerçek görülür.
Fiziksel seviyede gözleri düzenlerken aynı zamanda olayları sembolik bir biçimde gören iç görü ile de ilgilidir. Olayları yorumlamamız sonucunda onları daha derin bir biçimde ve bilinçaltı seviyesinde anlarız. Sanki yaşamımızı dışarıdan izleriz ve yaşadığımız deneyimlerin tamamen gelişimimiz için gerekli olan rastlantılar olduğunu anlarız. Görüntü açıktır. Varlığımızla başkalarının rahatlığına ve gelişimine katkıda bulunmaktayız ki, onlar da böyle yapabilsinler. Bu şakrayı kontrol ettiğimiz zaman yaşamın kölesi değil, efendisi oluruz. Burası gizemciliğin başladığı ve dinsel ritüellere olan gereksinimin yok olduğu yerdir. Burada egodan çok, ilahi olana doğru yönelim vardır.
3. Göz Ajna (Third Eye): Kozmik bedenimizle bağlantılıdır. Bu, algılama veya bilinç olarak ifade edilebilir. Bilinç bene ait değildir, yalnızca varoluşa aittir. Bu şakranın açık olması sonsuzluğun, zamansızlığın algılanmasıdır.
Taç Sahasrara (Crown): En üst seviyededir. Neden sonuç ilişkisi dünyası aşılmıştır. Esas kaynağa gidilmiştir. Bilinen yöntemler artık yararsızdır. Hatta ölüme ait bilgiler engel bile teşkil edebilir. Pratik yaşam açısından bakıldığında, yalnız bir yolculuktur. Zihin arzu ve beklentilerden arınmıştır. Burada hiç bir cisim yoktur. Yalnızca varoluş vardır. Normal bilicimizin bakış açısına göre zıt bir hal oluşur. Gerçek veya kozmik bilincin gördüğünü normal bir bilinç algılayamaz. Buradaki tehlike, sadece yüksek bilinç gözlemi yaparak gündelik işlerden kopmaktır. Böylece batılı gizemcilerin Nirvana diye adlandırdığı seviyeye ulaşılır. Zaman ve mekân yoktur. Varlıktan yokluğa geçiş vardır.
Şimdi de bu yedi şakranın açık/dengeli/kapalı durumlarına yakından bakalım.
Kök
Açık: İhtiraslı bir kişilik sonucunda oluşur. Hedefe doğru başarı için aşırı bir istek vardır. Bu, dürtücü bir güç ve amaca ulaşma tutkusudur. Kişide rahatlamak için yeterli zaman olmaz. Açık bir boğaz şakrası ve dengeli bir kalp şakrası ile birlikte oluşursa sonucu üretken bir yaşam olabilir.
Dengeli: Makul olma halidir. Kişi, amaç ve ihtiraslarına yöneldiğinde gerçekçi bir bakış açısına sahiptir. Yaşamı için kazanması gerektiğini bilir. İşinden zevk alır ama onun kölesi olmaz. Kararlarını makul bir biçimde verir ve kendisine uygun olmayan bir işi yapmaya çabalamaz.
Kapalı: Bir işin yapılamayacağına karar verildikten sonra oluşur. Kurslarını bırakan öğrenciler, iş bulamayanlar ve emeklilerde görülen bir durumdur. Motivasyonel destek gerekir.
Cinsel
Açık: Modern toplumda bu şakra çok nadir olarak dengededir. Ne yazık ki insanların birbirileri için kaliteli zaman yaratmaya vakitleri yoktur. Cinsellik ve yakınlık, yorucu bir günün sonundaki kısa bir sürede yakalanamaz. Açık şakra genellikle bitmiş ilişkiler sonunda oluşur. Buna fanteziler ve duygusal düşünceler de eşlik eder.
Dengeli: Doyurucu ve dengeli bir ilişkide oluşur.
Kapalı: Kişi ilişki olasılığından uzak düştüğünde oluşur. Kişi ömür boyu bekar kalmaya veya zaman uygun olana kadar ilişkiye girmemeye karar vermiş olabilir. Bu tür kişilerin şehir stresinden uzak ortamlarda ve kırlarda dolaşmaları yararlı olacaktır. Eğer diğer şakralar dengeli değilse, bu şakrada uyum oluşmaz.
Karın Boşluğu
Açık: İlişki ile ilgili en fazla bilgiyi bu şakra verir. Ani biten bir evlilik veya ilişki bu şakrayı zedeleyecektir. Böylece açılan yara nedeniyle beden bütün oluşacak olan uyumsuzluklara karşı açık olacaktır. Kişi aniden depresyona girebilir, yaşamın anlamı kaybolabilir veya aniden bu durum ortadan kalkarak normal yaşama dönülebilir. Burada da psikolojik destek gerekecektir.
Dengeli: Kişi ilişkiyi sahiplenmeden ve sahiplenilmeden yaşayabiliyorsa bu durum oluşur. Böylece enerjimizi yok eden unsurlar ortadan kalkmaktadır. Dengedeki kişiler çok çeşitli sosyal faaliyetlerden zevk alabilirler.
Kapalı: Kişi daha fazla acı çekmeyi sonlandırdığında oluşur. Bir şeyler tamir edilmelidir ve bu da ilişkinin sonuçlanmasıyla oluşacaktır. Kapalı kalp durumuyla aynıdır. Böyle bir kapanma acıya kapanmadır ve iltihap yaratır.
Kalp
Açık: Çok güzel ve tehlikelidir. Kişinin ilişkide yaralanması değil, nasıl yaralandığı önemlidir. Bu kişiler dünyayı istedikleri gibi görürler. Olumsuz izlenimleri göz ardı ederler. Bu genellikle kadınlarda oluşur. Olumsuzları olumluya çevirmeye uğraşırlar.
Dengeli: Dengeli bir kalp, auranın (bedeni saran enerji) güç kaynağıdır. Başkalarına verme arzusu ve paylaşılacak enerji vardır. Bu kişiler kendilerine zaman ayırmaya teşvik edilmelidirler. Temelde bencil olma korkusu yatmaktadır. Hâlbuki bencil olmak ve kendinle ilgilenmek arasında farklar vardır. Bencil olan, diğerlerinin gereksinimlerini göz ardı eder. Kendisi ile ilgilenen insan ise iş, oyun ve kendisine ayıracağı zaman dilimleri arasında denge kurabilir. Böylece başkaları ile arkadaşlık için zamanı da kalır. Sürekli fedakârlık yapan kişi çabuk yorulacaktır.
Kapalı: kabuğuna çekilmiş salyangoz gibidir. Kişi daha fazla yara almamak için içe çekilir. Sosyal ortamdan uzaklaşır. Bu da kendine güvenin kaybına neden olur. Bu kişiler sosyal ortama girmeye teşvik edilmelidirler.
Boğaz
Açık: Taçta oluşan farkındalık ve kökten akan enerjilerin buluşma ve karışma noktasıdır. Açık hali çok nadirdir. Çünkü birçok kişi güvenlik ve kariyer endişesi ile yaratıcılıktan uzaklaşır. Açıklık olumlu bir işarettir. Kişiye çalışmak ve yaratıcı olmak için günün saatleri yetmez.
Dengeli: Kişi belli yeteneklerini kullanarak tatmin olmayı amaçlar. Kendine karşı açıktır. Toplumla bütünleşme yolunda adımlar atılmıştır.
Kapalı: Kişi anlamlı bir iş veya yaratıcı bir davranış biçimi aramaktadır. Sıkıntı vardır ve kendini ifade etmenin yollarını arar. Çalışılan iş uzun vadeli olarak algılanmamaktadır. Kariyer ve gelişme olanağı görülmemektedir. Kişiye kariyer yolu konusunda destek verilmelidir
3. Göz
Açık: Diğer şakralar tarafından desteklenmiyorsa çok tehlikeli olabilir. Algılama artışı egzersizleri esnasında bu tehlike oluşabilir. Beyin epifizi çok güçlüdür ve dikkat gerektirir. Gelişmenin zorlanması hassas bir konudur. Gelişmemiş veya dengesiz bir kişi yararlı ve yararsız bir çok bilgiye açık olacaktır. 3. gözün diğer şakraların ardından harekete geçmesi yararlı olacaktır.
Dengeli: İdeal durumdur. Kişi konuşma olmadan diğerlerinin değerlerini algılayabilir. Başkalarının yalanları anlaşılır.
Kapalı: Şakranın kapalı olması sezginin içsel kullanımı ile ilgili yeteneksizlikten çok güven eksikliği ile ilgilidir. Kocaları ruhsal yaşamla ilgili olmayan birçok kadın takdir duygularından yoksundurlar. Duygularını paylaşamazlar, sezgisel yetenekleri körelmiştir. İç güvenleri sınırlıdır. Bu durumda beyin epifizi verimli olarak çalışmaz.
Taç
Açık: Çok az kişide bulunur ve ruhsal gelişim düzeyi ile ilgilidir. İnsanlığa karşı yüce bir sevgi oluşmuştur Bir yaşam sürecinde nadir olarak elde edilir.
Dengeli: Yaşam şartlarının oluşması ile ilgili olarak yaratıcıya karşı olan inanç ve güven kabiliyeti ortaya konulur. Neyin doğru olduğu bilinmektedir. İyi gelişmiş bir bilinç vardır.
Kapalı: Ruhsal yoldan uzaklaşarak tanrıya olan inanç kaybolmuştur. Bazen de tanrıya yönelme isteği vardır ama diğer kişilerin yönelimleri bunu engellemektedir. Kişi, çok güçlü olmadığı takdirde inancı toplum tarafından etkilenecektir.