Yaşayan Kozmos

Yaşayan Kozmos Asli Zihin, Hayat ve Işık olan, iki cinsiyetli olarak, doğurdu Kozmos’un Zihnini. Asli Zihin devimsizdir her zaman, sonsuz ve değişmezdir, kendisi içerir bu Kozmik Zihni, duyular için algılanamaz olan. Duyularla algılanan Kozmos bir kopyası ve suretidir bu sonsuz Kozmik Zihin’in, aynadaki bir yansıma gibi. Her şeyin ilkidir ve [...]

Dharma

Büyük Hint destanı olan Mahabharata (Maha: büyük, her şeyi kapsayan) şiirsel anlatımı ile mitolojik Hint kralı Bharata’nın (Sanskrit dilinde eğitilmiş anlamındadır, aynı zamanda Hintliler Hindistan’a Bharat derler) soyundan gelenler arasında iyiliğin ve kötülüğün çatışma ve savaşını anlatan bir destandır. Bharata’nın, birey olarak bakıldığında insanlığın öyküsünü, tanrıların ve kullandıkları ilginç silâhların [...]

Yazar: Nilgün Çevik Gürel|2024-07-24T21:59:04+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Hikmet ve Tasavvuf, Kavramsal, Sayı 45 | Şubat 2014|

Karali Kali

Karanlıkta yaşayan, kibirleri içinde kendilerini arif sanan ahmaklar, körlerin kılavuzluk ettiği körler gibi bir ileri bir geri tökezleyerek dolanırlar. [1] Dehşetli karanlık veya kara cahillik, zulmet-i âlâ. İnsanın en derin karanlığı, varoluş serüveninin henüz başındaki, rahimdeki bebeğin gözünde olan karanlık gibi değildir. Çünkü bebek karanlıktan aydınlığa çıkar. Uykudan uyanıklığa veya [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-07-24T21:51:51+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Hikmet ve Tasavvuf, Mitoloji, Sayı 45 | Şubat 2014|

Alevilik Üzerine Yapılan Çalışmalarda Tanım ve Yöntem Sorunu

Son yıllarda Alevilik ve Aleviler üzerine yapılan çalışmalardaki artış dikkat çekicidir; artışın yaşandığı alanlardan biri de akademik alandır. Ülkemizde “Alevilik” üzerine yapılan ilk tez çalışması 1994 yılına aittir ve 2011 yılına kadar bu konuda yayınlanan tez sayısı yılda bir iki tane iken, 2011 yılında bu sayı yediye çıkar.[1] Aleviliğe dair [...]

Yazar: Elif Ersoy|2024-07-25T19:53:06+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Hikmet ve Tasavvuf, Sayı 43 | Aralık 2013, Sembolizm|

Kendini Bil

“Cennet krallığı içinizdedir ve kendini bilen onu bulacaktır.” Delf’teki antik Pagan mabedi üstünde “Kendini bil” sözcükleri yazılıydı. Bu öğüt, hem Pagan hem Yahudi hem de Hıristiyan Gnostikler tarafından Gnostisizmin temel meydan okuması olarak görülüyordu. Platon’a göre, Sokrates’i “hakiki bilgi” anlayışına yönelten Gnothi Seanton şeklindeki Delfi öğütüydü (Platon, Apology). Platon’a göre, [...]

Yazar: Turgut Özgüney|2024-07-27T20:02:51+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Hikmet ve Tasavvuf, Sayı 35 | Nisan 2013|

Homo ‘Dertsiz’US

“Modern insan dertsizdir dedi bilge!” Cennetten kovulan her âdemin kendi macerası kendi ameli mucibincedir. Ve her âdem kendi eğrisinden yarattığı hevâsına koşarak kendi dünyasının denîsi olur. Kendi kimsesizliğine merhemi kendinden almayanın bulamayacağı sır kendidir. Aziz dostum, bu söz bana! Aklın nasıl işletildiği ve işletilmesi gerektiği üzerine yapılan mantık çalışmaları bir [...]

Yazar: Sadık Acar|2024-07-27T20:02:07+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Hikmet ve Tasavvuf, Sayı 35 | Nisan 2013|

Allah İçin…

Bismillahirrahmânirrahîm... Kendimi yolun ortasında şaşkın buldum. Saat sabahın körü olacak ki henüz kimseler yok sokaklarda. Oysa farz-ı ayniyyeyi eda icabetiyle ne kadar erken olsa da en azından bir iki mümin olurdu sokakta. Sorgulamadan öylece yürürken, camlarından içeriyi seyrettim dükkânların. Bir kündekâr gördüm. Önündeki eski ahşap bir kapıyı yatırmış masası üzerine. [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-07-27T20:01:06+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Hikmet ve Tasavvuf, Sayı 35 | Nisan 2013|

Tasavvuf Geleneğinde Akl-ı Meaş ve Akl-ı Mead

1 Tohum her ne kadar her meyvenin içinde varsa da, meyveden dışarı çıkıp ereğine varması için önce uygun bir toprağa düşmesi, sonra uygun şartlarda filizlenmesi, ardından uygun şartlarda büyümesi gerekir ki sonunda kendini ağaç olarak tekrar bulabilsin. Elbette bu süreçte dış kabuğun yerini, koruduğu özün açığa çıkan ifadesine bırakması gerekecektir. [...]

Yazar: Çağrı Dörter|2024-07-28T14:36:01+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Hikmet ve Tasavvuf, Sayı 34 | Mart 2013|

Miryam ve Meryem…

Kur’an-ı Kerim’de, peygamberlerin anılmaları yapısal olarak Tora’ya göre farklılıklar göstermektedir. Tora, peygamberlerin hayatlarını ayrıntılarıyla aktarırken, Kur’an, Tora’da geçen öncelikli peygamberlerin hayatlarından önemli kıssalarını anmaktadır. Bu öncelik ve önemlilik üstünlükten ziyade, Kur’an’ın kendi tipolojisi ve erekselliği bağlamında kurulmuş bütünsel bir dizgeyi göstermektedir. Bu dizgede adı Kitapta anılan tek kadın Meryem’dir. Ancak [...]

Yazar: İzzet Erş|2024-07-28T14:33:43+03:00Kasım, 2016|Kategoriler: Denemeler, Hikmet ve Tasavvuf, Sayı 34 | Mart 2013|
Go to Top