İbrahim Alagöz

26 Mart 2020

Schopenhauer’in İstenç Felsefesi

Schopenhauer’ın irade felsefesi esas olarak Kant felsefesine dayanmaktadır. Ancak oluşma süreci içinde bu felsefe, kendi dönemindeki Romantiklerin (Fichte, Schelling ve Hegel) görüşlerine tepki olarak Kant’ı savunurken, […]
11 Şubat 2018

Istırab ve Kurtuluş Arasında Ümit

Ümit ve Korku birbirinden ayrılmaları mümkün olmayan ve doğuştan gelen varoluşsal temel duygularımızdır. İnsanın ümitsiz yaşayamayacağını söylediğimizde bununla, ümitsiz insanın sadece “ruhsuz” ya da “ölü” olduğunu […]
5 Şubat 2017

Yok’luk ile Var’lık Arasında Kaygı

Kaygı, başlangıçta duygu düzeyinde idrak edildiği için, fark ettiğimizde varlığına açık seçik bir anlam veremediğimiz bir duygu türüdür. Kaygı, sürekli farkındalıklı olarak duyumsadığımız ve bilinçli olarak […]
25 Ocak 2017

İnsanın Sınırları

İnsan beşerî varlığı bakımından varoluşsal sınırlar ile koşulludur. Bu sınırlar her birimiz için aynı ve değişmezdir. Beslenme, barınma, üreme, doğanın kuvvetleri ve çevre, hayatın devamı için […]
20 Kasım 2016

Sistematik Felsefe Açısından Bilim, Sanat, Din Ve Felsefenin Ayrımlı Birliği

Bilim, sanat, din ve felsefe aynı Birlik’in ayrımları oluşları ve nesnelerinin ortak oluşları bakımından, ancak birlikte ele alındıklarında kavranabilirler. İnsan, maddi dünya ile ilişkisinde bilim ve […]
18 Kasım 2016

Düşüncenin Nesnelleşmesi Olarak Yabancılaşma

I. Varoluşsal düzeyde yabancılaşma: Her insanın bebekliğinden çocukluğuna geçiş ile başlayan ve her birimizin yaşamında zorunlu bir açılımı temsil eden, varoluşsal bir yabancılaşmadan söz edebiliriz. İnsan […]
27 Ekim 2016

Momentum

                                          Momentum, nesnenin kütlesinin sabit kalırken […]
26 Ekim 2016

İlm-i Hak ve Mükellefiyet

Hal sahibi olmak insana özgü bir niteliktir. Her düşünce değil, ancak değer yüklediğimiz düşüncelerimiz psişemiz üzerinden yansıyarak, hangi değere yöneldiğine bağlı olarak, bizde farklı hallerin oluşmasına […]