Karma Yoga – Hizmet Yogası

Kişinin çalışmalarının meyvelerini Tanrı’ya adayarak Tanrı’yı idrak etmesinin yolu

Bültenimizin sağlık bölümünde, genelde fiziksel bedenimizle ilgili yazılar yazmış olmama rağmen, bu ay ruhsal bedenimizi iyileştirmeye yönelik bir konudan bahsetmek istiyorum.

Sanskrit destanı Mahabharata’nın bir bölümü olan Bhagavad-Gita’nın metinlerinde Krişna, Tanrısal sırları ve hayatın anlamını Arjuna’ya anlatır.

Karma yoga ile ilgili bölümünde, Arjuna Krişna’ya sorar:

Ey Krişna, ilk önce çalışmaktan vazgeçmemi istedin, şimdi de sadakatle çalışmamı tavsiye ediyorsun.

Krişna der ki: “Çalışmaktan vazgeçmek de adanarak çalışmak da özgürlük için iyidir, fakat adanarak çalışmak, çalışmaktan vazgeçmekten daha iyidir.

Dış görünüşte her türlü çalışmayı yapmak, ancak içte, yaptığı işlerin meyvesel sonuçlarından bağımsız olmak… Aşkın bilginin ateşi ile arınmış zeki insan, barışa, özgürlüğe, sakınmaya, manevi görüşe ve saadete ulaşır.

Bu konu ile ilgili olarak birkaç hafta önce, baharın uyanışının da etkisi ile birlikte, yaşadığım bir deneyimi anlatmak istiyorum.

Ilık bir ilkbahar günü sabah yogası sonrasında, bütün bir kış boyunca kirlenen, Büyükada’nın önemli bir aracı olan bisikletimi temizleme kararı aldım. Malzemelerimi hazırladıktan sonra bisikletimin yanına gittim ve başladım temizliğe. Önce gidondan başladım silmeye, sonra gövdesine geçtim, sonra daha önce hiç dikkat etmediğim markasının yazısını fark ettim, üzerine oturduğum selenin şeklini ve sürekli kullandığım frenlerin kablolarının uzantısını inceledim. Jantların daire haline gelirken birbirleriyle uyum içinde oluşturduğu şekli inceledim, döküm metal motorun üzerine kabartma halinde yazılmış rakamları gördüm. Temizlerken her dokunduğum yeri ilk defa görüyormuşçasına büyülendim. Sonra başımı kaldırıp etrafıma baktım, daha önce defalarca önünden geçtiğim ve çok sevdiğim limon ağacını biraz daha detaylı inceledim, gül ağaçlarını, yaprakları yorum yapmadan sadece inceledim, o an bir rüyadan uyanmış gibi farklı gözlerle bakmaya başladım etrafımdaki dünyaya. Sıradanlığın içindeki mükemmellik apaçık ortada duruyordu.

Bunu görebilmenin birçok yolu olsa da, o an büyük bir hevesle temizlik yapmak daha önce göremediklerimi görmeme yardımcı oldu. Harekete geçmek, adanarak coşkuyla bir işi yapmaya koyulmak, sonuçlarını düşünmeden sadece yapmaktan zevk alabilmek perdeleri aralıyor. Hele bir de kendini mutlu ederken başkalarını da mutlu edebiliyorsan, Tanrı’ya biraz daha yaklaştırıyor beden denen 9 kapılı şehri.

Bu hislerle, karma yoganın ne anlama geldiğini düşündüm. Hizmet etmek karma yoganın temelini oluşturur, sanırım en güzel hizmet ise çocuklara yapılan olsa gerek. Onlar nasıl eğitilirlerse, toplum da ona göre şekillenir. Onlara güzel ahlâkı, sanatı, matematiği sevdirmeli, bildiklerimizi paylaşmalı, üreten bireyler olmalarına yardımcı olmalıyız.

Büyük bir ihtimalle aramızda bu konuda hassas olan birçok kişi vardır. Benim tanıdığım kişi ise yine vakfımızda sık sık gördüğümüz Esra. Haftanın bir günü Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na giderek (www.tegv.org) ihtiyacı olan çocuklara zaman ayırıyor, onlara güven ve destek sağlıyor. Hiç karşılık beklemeden fakir, kimsesiz çocuklara yardım ediyor. Bu konuda siz de bir şeyler yapmayı düşünürseniz mutlaka Esra Çelik ile irtibata geçin.

NAMASTE.