Söz ve yazının yaptığını mizahi çizgiyle yapma yolu olan karikatür çok iyi bir iletişim aracıdır. “Karikatür” ve “iletişim”in içiçe anlatımı, örneklerle desteklendiğinde daha etkin olabilir.
Karikatür sözcüğünün kökeni İtalyanca “Carikare” kelimesidir. Bu sözcük hücum etmek, saldırmak anlamına gelir. Durum böyle olunca karikatürde uysallık, iyi niyet aramak pek akıl kârı olmaz. Bu demek değildir ki iyi niyetli karikatürler de çizilmesin. Ama karikatüre yaraşan savaşımdır. “Akıllı savaşım yolu”dur karikatür. Tepkileri, çekememeleri, öfkeyi… ortaya koymanın yoludur. Yerleşik olanın tekrarı değil, sorun çıkartan, sorgulayandır. Diğer bir deyişle, “Allah kahretsin” demenin en kısa yoludur.
Hiçbir kendini ifade yolu, alt yazısız karikatürdeki anlatım hızına ulaşamaz. En kısa zamanda en fazlayı anlatmanın yolu alt yazısız karikatürlerdir.
Örneğin, sevgi, aşk gibi soyut ve çok açılımları olan kavramların ifadesi bile bu iletişim aracıyla saniyeler içinde karşı tarafa aktarılabilir. Uzun uzadıya söze, yazıya gerek kalmadan.
İyi ve gerçek karikatür, doğrusunu söylemek gerekirse alt yazısız olandır. Böylelikle çizgi yazıdan destek almadan kendini kanıtlar. Verilmek istenen ileti, yalnız çizginin mizahi gücüyle sağlanmış olur. Karikatür severler, eskilerden apayrı tadlar taşıyan alt yazılı karikatürlere de bakmamazlık yapmamalıdırlar. Çünkü onlarda nostalji, zamanlarının gülmece anlayışı yatmaktadır.
Karikatürde mizah (güldürü) özelliği olmalıdır. Bu olmadan çizimin karikatür sayılması pek gerçekçi olmaz. Karikatür güldürmelidir. Daha da iyisi düşündürerek güldürmelidir. Güldürü ya çelişkilerin ortaya konulmasıyla ya da sıradışı, şaşırtıcı davranışlar aracılığıyla oluşturulur.
Mizah içermeyen çizim ise sadece desendir. Karikatürse desen ve mizahın yaratıcı akıl ve estetikle harmanlanmasının bir ürünüdür.
Sadi Dinççağ’ın “Karikatür anası resim, babası mizah olan bir fırlamadır” demesi, boşa değildir.
İletişimsizliği ortaya koyan, duvar paravanlı toplantı masasında olduğu gibi.
İletişim ve iletişimsizlikte iletiyi alanın buna karşılık verip vermemesi belki de en önemli husustur. İleti özellikle alıcının ilgisini çekmelidir ki, bunu karşılıksız bırakmasın. İletişimin başlaması, amacına ulaşması da böylelikle sağlanacaktır. İletilen (ileti) ilgi doğuracak değerde olmalıdır.
Karikatürde ileti olarak kullanılan karikatürlerin esin kaynağı; hoş bir desenin karikatüre dönüştürülmesi, belli bir konudan hareketle oluşan fikrin çizime yansıtılması, mizahi bir ipucunun çizgiyle ifadesi… vd… şeklinde olabilir.
Bitki, hayvan, cansız nesneler karikatürde yalnız veya birlikte yer alabilirler.
Ama şu bir gerçektir ki, karikatürün esası insan temasına dayanır. “Karikatür’ün hammaddesi insandır, “Turhan Selçuk’a göre. İnsan çizimi karikatürü güzelleştirir, daha anlamlı kılar. İnsanın yeri karikatürde, iletişimdeki kadar güçlüdür.
Her ne kadar her konuda karikatür çizilmiş ve çizilmekte ise de, en çok işlenen “siyasal” ve “kadın” konulu olanlardır.
Siyasi çizimler günlük basının vazgeçemedikleridir. Bu türde karikatür çizenler özellikle gerçek demokrasinin yaşanmadığı ülkelerde bir anlamda kelleyi de koltuğa almıştırlar. Gözüpek bu insanlar, ülkelerinin halkıyla terslikler, yanlışlıklar konusunda iletişim kurmaya çabalayanlardır.
Kadın ise karikatürü keyiflendiren, bakanın içini açandır. Özellikle dozu kaçırılmamış cinsellik içerenlere kimsenin bir diyeceği yoktur. Karikatürün bu türü karikatür sevenlerin baştacıdır. Kadın ve erkek arasındaki iletişim ise belki de insanlar arasındaki iletişimin en üzerinde durulması gerekenidir.
Çizer, kitlelerle iletişiminde, ileti aracı olarak kullandığı karikatürlerini çizgi ve düşünce düzeyi olarak ileriye götürmek zorundadır. Çize çize kendine özgü çizgisini bulur. Düşünce yapısındaki aşama ile de daha üst yapıda fikirleri çizgileştirme şansını yakalar. Çizme sevdasına düşenlerin tüm grafik, perspektif, desenleme tekniklerini bildikleri halde karikatürü oluştururken tüm bu kuralları bir kenara bırakabilmeleri gerekir. Çünkü karikatürün kuralı kuralsızlıktan geçer. Çizgi olabildiğince hür, bağımsız kalmalıdır. Çizgideki bu rahatlık, güzelliği ve özgünlüğü getirecektir.
İdeal düzeyde iletişim kurabilmemiz, çizgilerdeki bu bağımsızlığı, özgünlüğü, kendine güveni yakalamamız ile sağlanmaz mı?
İletişim, çeşitleri açısından kendimizle, diğer insanlarla, doğayla, tanrıyla olmak üzere sınıflandırılır. Bu iletişim çeşitlerinin her biri diğeri kadar önemlidir.
Kişinin kendisiyle iletişiminin önemi, bu aşamada ortaya çıkar. Kendisi ile hoşluk içinde olanların kendilerini geliştirecekleri, güven duyacakları, güçlükleri yenecekleri ve de söz konusu iletişim türlerinde başarılı olacakları bir gerçektir.
Kendimizle iletişim belki de herşeyin başlangıç noktası.