Genel

3 Ağustos 2017

Psikoestetik

İnsanların olumlu ve uyumlu bir yaşam süreci yürütebilmelerinin temel gereği özgür yaratımlarını sürdürebilmeleridir. Burada tanımlanan yaratıcılık, yaşamın ve şartların tüm değişkenliklerine karşın, yeni başa çıkma yolları bulabilmeye ve bulunan bu yollarla uyumu sağlayabilmeye hizmet eden üretkenliktir. Yani tek başına sanatsal yaratıcılıkla sınırlı değildir. Uyuma hizmet eden bu yaratıcılık spontanite olarak kavramlaştırılır. İnsanların uyumlu yaşamlarını sürdürebilmeleri için sürekli bir yaratıcılık süreci içinde olmaları zorunludur ve bu yaratıcılıklarını ne kadar özgür kullanabilirlerse o denli uyumlu olmaları […]
3 Ağustos 2017

Doğu – Batı Estetiği

Estetik, felsefî bir disiplindir ve konusu sanat; daha açıkçası güzel sanatlardır. Estetik, Grekçe bir sözcüktür ve “duyum bilimi”, “duygu bilimi” anlamlarında kullanılmıştır. Ancak bu anlam estetik kavramını doyurucu değildir, çünkü estetik, günümüzde “sanat felsefesi” ya da “güzel sanat felsefesi” anlamında kullanılmaktadır. Estetik, sanatın özünü ve evriminin yasalarını olduğu kadar, güzelin çeşitli dışa-vurumlarını da inceleyen güzelin bilimidir. Estetik, güzelliğin sağladığı duyusal hazzın incelenmesine indirgenemez, böyle yapıldığında “sanatsal-yaratı-kuramı” dışta bırakılmış olur. Estetik, […]
3 Ağustos 2017

Sürüklenenler

Çiseleyen yağmur bir an için sanki yüreğini sızlattı. Parkasının içinde daha fazla büzüldü ve bu şekilde soğuktan korunacağını düşündü. Ankara’nın isli dumanlı havasını soluyarak uzun adımlarla yürümeye devam etti. Berbat bir hava, zorlu bir yaşam, ama ilkeli ve onurlu. Yirmi iki yaşındaydı. Esmer tenli, iri siyah gözlü, kalın kaşlı bir doğu delikanlısıydı. Dön sene önce Ankara’ya Üniversite öğrenimi için gelmiş ve zar zor talebe yurtlarından birisine yerleşmişti. Şehire ondan daha […]
3 Ağustos 2017

Sıradan Yaşam Üslubu

Varlığın sesine itaat eden düşünme Varlığın hakikatinin dile geleceği Varlığa uyacak sözü arar. Tarihsel insanın dili ancak bu sözden kaynaklandığında uygundur. Heidegger Sıradan yaşam üslubunun kölesi olan bir insan, tarihsel bilinci ve kimlik sorununu nasıl değerlendirebilir? Güven Savaş Kızıltan’ın belirttiği gibi Heidegger’in Das Man olarak adlandırdığı “sıradan yaşam üslubu”nun genel nitelikleri, bağımlı olma ve halis olmama’dır. Bu üslupla yaşayan bir insan “kendisi” değildir, “öteki”dir. Bu üslupla yaşayan diğerleriyle aynı kalıplar […]
3 Ağustos 2017

Atalar Sözü Boş Söylemez

Daha önceki yazılarımızda, sözlü halk edebiyatımızın fıkra ve masal gibi iki önemli türünün tasavvufî bir bakış açısıyla da yorumlanabileceğini örneklerle açıklamaya çalışmıştık. Bu yazıda ise, masal ve fıkra gibi halk kültürü ve edebiyatının önemli türlerinden olan atasözleri ve deyimlerin de tasavvufî bir bakış açısıyla yorumlanabildiğini üç mutasavvıftan alınan örneklerle gösterilmeye çalışılacaktır. Uzun deneme ve gözlemlere dayanarak söylenmiş ve halka mal olmuş sözlere ‘atasözü’ diyoruz. Tanımında da geçtiği gibi, kim tarafından […]
3 Ağustos 2017

Ben Senin Öncenim

sonrasız yazlar yaşadım öncesizdim noktadan noktaya vardımdı döndüm cam sırlandı göründüm yedi renk, yedi yol, yedi dil yoktum vardım vardım ötekindeydim ötesi kimdeydi ah sanmalarla yorduğum zaman içimde giden gemi yolun benim, yolcun benim ey ben, ben senin öncenim ki büyüttüm ademi gel elin elime değsin gel yitirdiğim bedenim gel, gel bahar vuslatımın demi başlasın şölen, seyredelim alemi
3 Ağustos 2017

Dil ile ‘Din – Kültün’ İlişkisi

Türkçe’de ve İngilizce’de b.l- hecesi ile başlayan şu sözcükler aynı konuları gösteriyor. “B harf sesi simgeciliği” davar/sığır gibi hayvanların, tanrı(ça)nın bedenleştiği kutsal hayvan kabul edilmesinden ya da totem sayılmasından ötürü; çıkardıkları seslerin “be” ve türevleri biçiminde yorumlanıp kutsallaştırlmasıyla ortaya çıktı. “B.l- sözcük ailesi” dillerarası ortak bir dil alanında yer almaktadır. Neolitik (Yenitaş) Çağ’ın simgeciliğinde b.l- kutsal hecesinin genelde davara, daha çok da sığıra ilişkin şematik simgeler gibi biçimsel bir kalıp […]
3 Ağustos 2017

Galatasaray Şair Üçgeni

Her şey Salah Birsel’in “Oben ve Evrensel’e sevgilerle” diyerek 4 Nisan 1987 tarihinde imzaladığı kitabı bulmamla başladı.. “Kurutulmuş Felsefe Bahçesi” Salah Birsel’in felsefe’den kastının ne olduğunu biliyordum, hatta kısa bir süre önce okuduğum bir yazıda da geçiyordu da tam olarak anımsamıyordum hangi yazıda yazılı olduğunu.. “Nasıl olsa anımsarım” diyerek kitabın içindekilere bakıyordum ki, “Ziya Osman Fotoğrafçıda” başlığına kenetleniverdim.. Felsefe’yi unutmak bir kenara, başka bir şey düşünmeksizin ve farkında olmadan 61. sayfayı açtım.. Okurken bir […]
3 Ağustos 2017

Lanetlenmiş Bir Dahi Edgar Allan Poe

Lanetlenmiş yaratıcılar vardır. Onlar, insan iyidir, güzeldir, mükemmeldir gibi safsatalar yerine benliklerindeki kötülüğü, yıkıcılığı, nefreti anlatırlar. Oysa toplum bunları okumak, bilmek istemez. İnsanların istediği aşkla, sevgiyle, güzellikle örülü, acıklı da olsa sonunda umutlu biten öykülerdir. Gerçekten kaçmak, onunla yüzleşmekten daha kolaydır. Bu yüzden lanetli yazarların kabul edilmesi zordur. Zordur ama dehanın da bütün unutturma, yok etme çabalarına karşı inanılmaz bir direnme gücü vardır; sıradanlığın, vasat yaratıcılığın bilindik sözlerden oluşan kalın […]