İhsan Fazlıoğlu

4 Ağustos 2017

İslâm Âlemi Önce Geçmişini Bulmalıdır

İslâm âlemi önce geçmişini bulmalıdır Doç.Dr. İhsan Fazlıoğlu Bir Sırp atasözü şöyle der: “Mutlak kesin olan tek şey gelecektir; çünkü geçmiş durmaksızın/sürekli değişir”. Son iki yüzyılın dünyasını en iyi ifade eden belki de en güzel cümle bu olmalıdır. Niçin? Bu sorunun yanıtını yine yakın tarihimize geri giderek belki bulabiliriz. The World of Islam must at first find its past  Assoc. Prof. İhsan Fazlıoğlu   A Serbian proverb says: “The only absolutely […]
20 Kasım 2016

Tîn İle Dîn

Âdem, Yeryüzü’ne sürülünce, yaşaması için toprağı nasıl sürüp ekeceği Cebrâil tarafından kendisine öğretilir. Öğrendiklerini uygulamaya koyan Âdem, toprağı sürmeye ve ekmeye başlar. Bir türlü durmak bilmez; devamlı sürer ve eker; neredeyse tüm Yeryüzü’nü yekpâre bir tarlaya dönüştürür. Bunun üzerine Tanrı, Cebrâil’e, Yeryüzü’ne inip Âdem’in önüne bir sınır çekmesini buyurur. Cebrâil, insan kılığında Yeryüzü’ne inerek, tam da Âdem’in geldiği yönde büyük bir çit inşa eder. Âdem, çite yaklaşınca, çizilen sınırı aşmaya […]
19 Kasım 2016

Terimsiz ve Yöndemsiz Düşünme

PLATON, Phaidros diyaloğunda, yazının Mısır tanrısı Thoth tarafından icat edilip Firavun’a sunulduğunda, Firavun’un pek çok açıdan bu yeni keşfe şiddetle itiraz ettiğini, en önemlisi de bilginin ehil olmayan kişilerin eline düşeceğinden korktuğunu dramatik bir biçimde anlatır ve ekler: Düşünce bir defa yazıldı mı, artık sağda solda dolaşır; anlayanın anlamayanın eline düşer; kime bir şey söylemeli kime söylememeli bunu seçemez; çünkü yazı da resim gibi derin bir sükûttur. Onu konuşturan kişi, […]
19 Kasım 2016

İnsan Olmak İşte Bütün Mesele!

(Bu makale Anlayış Dergisi, Kasım 2006 41. sayısında yayınlanmıştır.) Anlayış Dergisi’nde şimdiye değin kaleme aldığımız pek çok yazıda, kullandığımız kavramların, bakışımızı, görüşümüzü mümkün kılan mikroskop ve teleskop gibi âletler olduğunu belirtmiş; düşünmenin, teknik anlamıyla felsefenin bir kavram matematiği olduğunu vurgulamıştık. Vurgulamıştık, çünkü kavramsal düşünmenin, başka bir deyişle, nedenselliğe dayalı biçimsel düşünmenin, kısaca mantıklı düşünmenin olmadığı, malumatın sıhhatinin bulunmadığı, söze içkin istikametin belirlenmediği söylemlerde bilginin doğruluğundan bahsedilemeyeceği açıktır. Bütün bu koşulların […]
19 Kasım 2016

Var-olmayı ve Hayatı Yeniden Anlamlı Kılmak!*

Modernizmin alâmet-i fârikası, Varlık’ı, Evren’i ve Hayat’ı dolayısıyla İnsan’ı anlamdan arındırmak, anlamdan temizlemektir (disenchantment). Latince kadîm kökü dikkate alındığında, şu-an, şimdi ve ölçmek anlamlarını içeren modernizmin, büyük oranda, anlama dayanan kavramsal olanı tasfiye edip yerine sayılabilir ve ölçülebiliri ikâme etmesi, söz konusu temizleme işleminin doğasına işaret eder. Evren’i anlamdan arındırmak, sayılabilir ile ölçülebilir olanı merkeze almakla birleşince, mekanik-matematik bir Evren tasavvurunu olanaklı kılmış; Tabiat’ı sömürmek için de meşrû bir gerekçe […]
9 Kasım 2016

Anlamdaş Olmak Millet Olmanın Temelidir*

İnsan, beşer olarak varlık denizine bırakılmış, fırlatılıp atılmış ya da gönderilmiş herhangi bir şeydir, herhangi bir canlıdır. Bu denizde batmamak, kaybolmamak, yok olmamak için insanın bir ‘binek’e ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç, içinde bulunulan devasa sudan hareketle karşılanacak bir özellik göstermez; tersine bizâtihi insanın nutkiyetinden [akıl ve dil sahibi olmasından] kaynaklanan bir çözümle giderilir. Bu ihtiyacın giderilmesi hayatın idâmesi için elzemdir; tersi durumda insan var olamaz. Tarihî tecrübe gösteriyor ki, insanı […]
25 Ekim 2016

Terimsiz ve Yöntemsiz Düşünme

Platon, Phaidros diyaloğunda, yazının Mısır tanrısı Thoth tarafından icat edilip Firavun’a sunulduğunda, Firavun’un pek çok açıdan bu yeni keşfe şiddetle itiraz ettiğini, en önemlisi de bilginin ehil olmayan kişilerin eline düşeceğinden korktuğunu dramatik bir biçimde anlatır ve ekler: Düşünce bir defa yazıldı mı artık sağda solda dolaşır; anlayanın anlamayanın eline düşer; kime bir şey söylemeli kime söylememeli bunu seçemez; çünkü yazı da resim gibi derin bir sükûttur. Onu konuşturan kişi, […]
22 Ekim 2016

İslâm ve Bilim

İnsanoğlu’na ilk emir olarak “Oku” diye seslenen İslâm dini, Varlık’ın Allah’ın âyeti olarak, insan üzerinde tefekkür etsin diye yaratıldığını ifade etmiştir. Bu gayeyle “bilenlerle bilmeyenlerin bir olamayacağını” vurgulamış ve bilgi’nin insanlar arasındaki içtimaî-manevî hiyerarşi için bir referans noktası olduğunu belirtmiş; insanları daima “Yer ve Gökler ile arasında bulunanlar hakkında tefekkür etmeye” davet etmiştir.  Diğer taraftan Peygamberimiz Hz. Muhammed, Kur’an-ı Kerim’e paralel olarak bilgi’yi övmüş, “beşikten mezara kadar bilgi elde etmeyi” […]