Aziz Yardımlı

4 Ağustos 2017

Eros, Modernlik, Ruhçözümleme – 04

Ruhçözümlemenin Tehlikesi: Özgürlük Bilinci Acı Vericidir Ruhçözümlemenin içtenliği modern kitle ekini için, pazar kurallarını ekinsel değerler yapan, açıkça eğri olanı doğrulamak ve yanlış olanı gerçeklemek zorunda kalan bilinç biçimleri için rahatsız edicidir. Biraz daya yakından bakıldığında, modern toplumun politik sağlığı için sakıncalı, aslında tehlikelidir. Kesinlikle. Ruhçözümleme yalnızca bireyi onu hasta eden toplumuna geri göndermekten, onu kimyasallarla duyarsızlaştırarak ve davranışçı yöntemlerle koşullandırarak uyarlanmış kılmaktan daha çoğunu öğretir. Modern toplumsal yapıyı geçmişin […]
4 Ağustos 2017

Eros, Modernlik, Ruhçözümleme – 03

Okyanus Duygusu Freud Uygarlık ve Hoşnutsuzlukları’nda (1.2) Romain Rolland’ın bir mektubundan söz eder. Rolland Freud’un din üzerine yargılarının tümü ile anlaştığını, ama dinselliğin asıl kaynaklarına değer vermediği için üzüldüğünü yazar. Rolland’ın sözünü ettiği “dinsel duygu”nun bir başka adı Sevgidir – Mevlâna’nın, Platon’un, Stoacıların “Bir”i, varoluşu yüreğin gözleriyle de gören her insanın duyumsadığı sonsuz gerçeklik, Eros, ya da Okyanus Duygusu. Freud böyle bir duyguyu taşımadığını söyler. (8). Freud’a göre dinsel duygu, hiç duyamadığı […]
4 Ağustos 2017

Eros, Modernlik, Ruhçözümleme – 02

Uygarlığın içgüdülerin baskılanması ve böylelikle mutluluktan özveri pahasına gerçekleştiği savı ile karşıtlık içinde, ve uygarlık kavramının gerçek anlamı ile uyum içinde, Eros’un yaratıcı yetenekleri hiç kuşkusuz sözde uygarlık kurmaya yöneltilmiş Yokedici İçgüdünün tehlikeli yeteneklerinden sonsuz ölçüde daha güçlüdürler, yoketme değil ama yalnızca varetme uğruna etkindirler, ve acı ve baskı yoluyla değil ama sevinç ve özgürlük yoluyla sonsuzluk ölçeğinde yaratırlar. Bu ussal yol varolan usdışı yol karşısında hiç kuşkusuz henüz yalnızca bir olanaktır. Ama şimdi varolanın kalıcı, […]
4 Ağustos 2017

Eros, Modernlik, Ruhçözümleme – 01

“Doğam sevgiye katılmaktır, nefrete değil.” ANTİGONE “En sonunda sevmesi ya da kendini yoketmesi gerektiğini anladıktan sonra, insan her zaman yaptığı gibi bunun için bir bilim geliştirmeye geçer. Kendine özgü semantiği bir yana bırakıldığında, ruhçözümlemenin en son amacı insanı sinircelerinden kurtarmak ve ona sevme yeteneğini kazandırmaktır. İnsanın sevme sığası içeriye kendi üzerine dönen itkilerden özgürlüğünün derecesi ile ölçülür. Tıpkı bir mantarın suyun derinlerine batırılabilmesi gibi, sevgi de Ben tarafından hapsedilebilir: Beni […]
18 Kasım 2016

Yabancılaşma ve Yabancılık

Yabancılaşmanın öncülü tanışıklıktır. Daha tam olarak, “yabancılaşma” bir oluş olduğu için karşıtını, “tanışıklığı” kendi içinde kapsar ve iki-yönlü bir süreçtir. Terim daha önceden tanındığı kabul edilen bir nesnenin bundan böyle öznenin kategorilerine kapandığını, onlara yanıt vermediğini imler. Ya da, sürecin tersine dönüşünü. İnsanın özünün her nasılsa yitirilmesi insanın özünün yokluğundan başka birşeydir. İlk olarak, varoluşçu literatürde kabul edilen değişmez insan doğası ya da değişmez insan özü böyle bir doğanın, böyle […]
9 Kasım 2016

Arı Dil ve Arı-Olmayan Dil*

Şu Türkçe ve İngilizce sözcükleri kendilerinden türetildikleri kökler açısından karşılaştıralım: understanding sense (meaning) mental intelligible anlak anlam ansal anlaşılır Ayrıca: anlık = mind, anlatmak = express, anımsamak = remember ve başkaları. İngilizce sözcüklerin kökenlerine dikkat edersek, ortak kavramsal kökü göstermezler. Tanrı, tanrılık, tanrısal, ya da bilgi, bilinç, bilişsel vb. sözcükleri de İngilizcede sırasıyla God, deity, divine, ve knowledge, consciousness, cognitive olarak yine kavramsal köken ortaklığını göstermez ve Türkçe gibi kendi […]